YAŞLI DOSTU KENT İÇİN ÇAĞDAŞ VE HIZLI BİR UYGULAMA: TELEDESTEK.
BAS DÜĞMEYE, YANINDAYIM!
Prof. Dr. İlhan Tomanbay
SABEV(*) Başkanı
İÇİNDEKİLER
Özet
Genel Giriş
Kavramsal Giriş
Ankara Yaşam Destek Hizmeti Nedir? Nasıl Çalışır?
Tarihsel Giriş
Türkiye’de Başlangıç
Dünyadaki ve Türkiye’deki Benzerleri
Yaşam Destek Merkezinin Hizmet Türleri ve Araçları
Ankara Yaşam Destek Hizmetinin Özellikleri
Abonelerimizle Yaşanan Anılar
Sonuç
ÖZET
Yaşlı dostu kent için, sadece yaşlı değil, engelli dostu kent için, aile dostu kent için, kadın dostu kent için, çocuk dostu kent için ve hatta yalnız yaşayan dostu kent için bilişim sistemlerinin insana sunduğu bir destek ve bir çözüm var: Teledestek!
Bir sesver aygıtı, bir sesver düğmesi, sabit ya da CSM’li bir telefon hattı. Hepsi bu kadar. “Bas Düğmeye Yanındayım” hizmeti Ankara’da yıllardır gereksinim sahiplerinin hizmetinde.
SABEV tarafından 2011 yılında yaşama aktarılan ve kentlerdeki tüm özel gereksinim gruplarının; yaşlıların, engellilerin destek aradıkları her saniyelerinde ulaşabilecekleri, yatalak ya da süreğen hastalara sağlık desteği verecek, şiddet riski altında olanların evlerinde huzur içinde oturmalarını sağlayacak, evlerinde gece gündüz yalnız oturanların sıkıldıkça sohbet edebilecekleri bir hattır teledestek…
Günümüzün hem en ekonomik, hem en hızlı, hem en güvenli ve sosyal bir hattır teledestek… Sağlıktan sosyal iletişime, güvenlikten yalnızlığın giderilmesine, yanındayız demekten bilgi vermeye kadar geniş bir alanda hizmet koordinasyonunu sağlayan bilişsel (telekominikatif) bir destek hattıdır teledestek…
1 Şubat 2011 gününden beri öncelikle Ankara ve giderek Türkiye’nin her yerine anında hizmet veren ve bu hizmeti her gün 24 saat kesintisiz süren bir hizmettir teledestek.
T.C Ankara Valiliği Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından Ankara ilinde sağlık ve sosyal bakımdan acil durumda olan yoksul yaşlılarımız ve engellilerimize 2011 yılı başından beri bu hizmet Yaşamdestek adıyla kesintisiz ve kusursuz olarak sürdürülmektedir.
Yaşlı dostu kent yaşlılara uygun iç ve dış mekanlar gözetir; huzur ve yeşillik dolu bir çevre öngörür; aktif ve sosyal bir ortam sunar. Teledestek hizmeti evlerinde ya da ev dışında yaşlılarımızın herhangi bir sağlık sıkıntısı yaşama, düşerek yaralanma, evini su basma, sobadan karbonmonoksit zehirlenmesi, evde hareketsiz kalma, dışarda yolunu kaybetme, yakınına ulaşamama, yalnızlığını giderme için sohbet etme, gidebileceği etkinlik ortamları için bilgilenme gibi insani ve sosyal gereksinimlerini anında karşılar.
Evde herhangi bir sıkıntıya düşen ya da sokakta yolunu kaybeden yaşlı tek bir hareketle düğmeye basar. Dakika dolmadan çağrı merkezine düşen sinyal üzerine çağrı merkezindeki sosyal operatörlerimiz, adıyla ve bulunduğu adresi bilerek yaşlımıza adıyla seslenerek hal ve hatır sorar; sorununu dinler ve gereken çözümleri anında, 15 saniye geciktirmeden gerçekleştirir. Yaşlı, engelli, evinde huzurlu, dışarda güvenli olarak mutlu yaşar.
Uygun görülürse sempozyumda bu hizmeti sunmak ve tanıtmak isteriz. Gene uygun görülürse bir masa açarak bu hizmet için kullandığımız teknik gereçlerimizi de tanıtmak ve arzu edilirse demo yapmak isteriz.
Genel Giriş
Yaşlılık hem genel nüfusun büyümesi ve hem de çeşitli olumlu nedenlerle genel nüfus içinde yaşlı nüfusun artması nedenleriyle sınırlı kurumsal olanaklarla karşılanması hem güç ve hem de giderek daha pahalı bir hizmet olmaktadır. Öyle ki, sosyal devlet anlayış ve olanakları gelişmiş ülkelerde beledi bir hizmet de olsa yaşlının kurumsal bakımı bireyin aylık ücretlerinin miktarıyla ölçülemeyecek denli büyük bir bedele ulaşmaktadır ki bu da salt yaşlının ve yakınlarının aylık ücretleriyle karşılanamadığından önemli ölçüde devlet tarafından transfer harcamaları anlayışıyla karşılanmaktadır.
Bu durum, verilmesi gereken hizmetlerin, yaşlının tedavisi gerekiyorsa tedavi, rehabilitasyonu gerekiyorsa rehabilitasyon, bakımı gerekiyorsa bakım hizmetlerinin evde yapılması noktasına götürmüştür. Bunun için mobil hizmetler denilen hizmet düzenekleri kurulmuştur. Dört tekerlekli hizmet de denen bu hizmetler kapsamında hem hasta bakımı, hem yaşlı bakımı, sosyal yardım hizmetleri mobil sosyal hizmetler ya da mobil sağlık hizmetleri kavramları altında yapılmaktadır. Böylelikle çok daha az para ve elemanla daha geniş nüfus kesimlerine ulaşmak olanaklı olmaktadır.
Bu alanda sosyal hizmetler salt bakımla sınırlı kalmamaktadır; kalmamalıdır. Bakım deyince akla bakıma muhtaç bireyin (yaşlının) bakımı akla gelmektedir, ancak, evinde özgür bir ortamda mutlu ve sağlıklı yaşayan yaşlılar için de her boyutta kendilerini yaşama bağlayan ve ancak yaşlandıkça azalan iletişimlerinin geliştirilmesi de bir sosyal hizmettir. Yaşlıları evlerinde ziyaretler, gönüllü gezileri, yürüme ve kavrama gücü olanların kendilerinin gelmesini sağlayarak, yürüme güçlüğü çekenleri evlerinden alarak toplantılara, gezilere, pikniklere, sergilere, müzelere, toplu yemeklere, beş çaylarına vb. götürmeler bu kapsamda değerlendirilmelidir. Bununla ulaşılmak istenen hedef yaşlının çevreye açık olması, dışarıya çıkması, çevre edinmesi, yaşamdan kopmaması ve toplumsal ve sosyal uyumlarının sağlanmasıdır. Bu yaşlının evde bakımı kapsamına girmeyen bir hizmettir. Bu nedenle buna yaşlının evinde desteklenmesi demek daha anlaşılır olacaktır. Bu da sosyal çalışma mesleğinin önemli işlevlerinden olan sosyal destek sistemlerine uygun sosyal destek programlarının geliştirilmesi ve uygulanmasıdır.
Yaşlının yaşamının evinde sürdürülmesinde (yaşlının düzenli izlemi ve gerektiğinde bakımı özelinde) sosyal çalışma mesleğinin yeri ve sorumlulukları hizmet süreci içinde netleşecektir. Bunun gibi, bakıma muhtaç yaşlıların evde bakımında da sosyal çalışma mesleği üzerine düşen bakım hizmetini gerçekleştirecektir.
Sosyal çalışma mesleğinin evde izlemde alana özel gözönünde bulundurması gereken çerçeve ne olmalıdır sorusunun yanıtı da tartışılmalıdır. Bu içerik sosyal çalışma mesleğinin diğer sosyal mesleklerle arasındaki sınırların çizilmesi için de iyice belirtilmelidir. Bu belirtmeden sonra diğer sosyal mesleklerle hizmet çatışması değil hizmet eşgüdümü, birlikte çalışılması ve işbölümü ve hatta dayanışması ortaya çıkacaktır.
Bu sınır belirlemenin anlaşılır ve kabul edilebilir olması için önce sağlık tanımının anımsanmasında yarar vardır. Bilindiği gibi sağlık salt bedensel (fizyolojik) değil ruhsal ve sosyal bakımdan da tam bir iyilik durumudur. Bu tanım Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’nün daha 1936 yılında hazırlanan ilk tüzüğünde yeralan ve 1978 yılında Alma Ata kentinde yapılan Dünya Sağlık Örgütü toplantısında da gene uluslararası alanda pekiştirilen bir tanımdır ve bugün ülkemizde de ilgili her kesim tarafından benimsenmiştir.
Bu tanımdan yola çıktığımızda sağlığın üç boyutunu görmekteyiz. Sağlığın medikal (tıbbi) boyutu, psikolojik (ruhsal) boyutu ve sosyal boyutu…
Bu üç boyutla ilgilenen meslekler de tıbbi boyutla ilgilenenler hekimlik (doktorluk) ve hemşirelik meslekleriyle bu meslek elemanları olan hekimler, doktorlar, hemşireler ve diğer yardımcı personeldir. Ruhsal boyutta ilgilenen meslekler psikologluk ile ruh hekimliği (psikiyatri); bu mesleklerin elemanları da psikologlar ile ruh hekimleridir (psikiyatrlar). Sağlığın sosyal boyutuyla da meslek olarak sosyal çalışma mesleği, meslek elemanı olarak sosyal çalışmacılar (sosyal hizmet uzmanları) ve alanlarına göre diğer meslekler ile yardımcı personel ilgilenmek durumundadırlar.
Bilindiği gibi sağlığın bu üç boyutu dışında bir de üç aşaması bulunmaktadır. Bu üç aşama, tedavi (İng: terapi), rehabilitasyon ve bakımdır (İng: care).
Konuyu sistematize edersek, tıp elemanlarının görevleri tıbbi tedavi (medical therapy), tıbbi rehabilitasyon (medical rehabilitation) ve tıbbi bakımdır (medical care). Bunun gibi, ruhsal sağlık elemanlarının görevleri ruhsal tedavi (psychological therapy), ruhsal rehabilitasyon (psychological rehabilitation) ve ruhsal bakımdır (psychological care). Sosyal sağlık elemanlarının, yani sosyal çalışmacıların görevleri de sosyal tedavi (social therapy), sosyal rehabilitasyon (social rehabilitation) ve sosyal bakımdır (social care).
Durumu genel sağlık tanımına göre düzenlediğimizde sosyal çalışmacıların görevleri net olarak belirmektedir. Sosyal tedavi, sosyal rehabilitasyon ve sosyal bakım. Herhalde, tedavi daha ağır ve hasta olunduğu zaman birincil bir hizmettir. Hastalık bir araz bıraktığında rehabilitasyon, ve nekahet döneminde de bakım hizmetleri devreye girecektir .
Konumuz yaşlı olduğuna göre yaşlının içinde bulunduğu sosyal sağlık aşamasının tanısını sosyal çalışmacı koyacak, gerektiğinde sosyal tedavi, gerektiğinde sosyal rehabilitasyon ve gerektiğinde sosyal bakım hizmetlerini işletecektir. Bu süreçte, duruma göre, yaşlının eksikliklerinin giderilmesi, maddi ve sosyal gereksinimlerinin karşılanmasından güçvericiliğe, sosyal desteklemeden boş zaman değerlendirmeye değin hizmetler zinciri başlayacaktır.
Sosyal çalışma alanında göre öncelikle ele alınması gereken yaşlı grupları öncelikle tıbbi ve ruhsal tedavi, rehabilitasyon ve bakım süreçlerinde tükenmişlik yaşayan (burn out), çökkünlük içinde bulunan, yalnızlaşan yaşlıları bu durumdan kurtarmaktır. Bu sosyal müdahale diğer (tıbbi ve ruhsal sağlık hizmetlerinin de etkin sonuca ulaşmasına katkı vermesi bakımından çok önemli ve önceliklidir. Sağlık sorunu uzun evreli bir müdahaleyi gerektirmeyecek durumda olan yaşlılar için de koruyucu önleyici bakım hizmetleri, boş zaman değerlendirme ve iletişimlerinin arttırılması hizmetleri sosyal çalışma mesleği bakımından önem taşımaktadır. Evlerinde yalnız yaşayan, hatta adeta inzivaya çekilen yaşlının yaşamının hareketlendirilmesi ve renklendirilmesi herhalde sağlıklı toplum ereğine uygun olarak önemlidir.
Bu hedef için önce evden çıkamayan yaşlı ve engelli ile iletişim kurulmalıdır. Sonra yaşlı, engelli, evden çıkmak istemeyen yalnız insanlarımız çeşitli sosyal programlarla dışarıya özendirilmeli ve çekilmelidir. Böylece hem onların yaşantıları hem toplum daha güzel ve hareketli olacaktır. Bunun için günümüzün bilişim olanakları emrimizdedir artık: Teledestek.
Kavramsal Giriş
Böyle bir bildirinin adı için kararsız kalıyor insan. Çünkü öylesine birbirinden farklı ve çekici adlar akla geliyor ki! Örneğin, “Yaşlının Desteklenmesi ve Bakımı Konusunda Yeni Yaklaşımlar” diyesim geliyor. “Yaşlının Yaşamını Kendi Evinde Sürdürmesi” ayrı bir çekici başlık… “Yaşlılar ve Engelliler İçin Tele Sosyal Hizmet”, Yaşlılığa, Yalnızlığa, Engelliliğe Çağdaş Çözümler”, “Bilişim Teknolojisi Yaşlıların Hizmetinde” gibi başlıklar da olabilir. Hepsi birbirinden anlamlı, hepsi içeriğini farklı boyutlarda taşıyan başlıklar. Gelin, yukarıdaki gibi kalsın.
T.C. Ankara Valiliğinin 1 Şubat 2011 tarihinden beri başlatıp sürdürdüğü, bu bildiride ele alınıp sunulacak hizmet modelinin adı ise “Ankara Yaşam Destek Merkezi.” Türkiye’de başlatılan ilk modelin adı böyle: “Yaşamdestek”.
Bu özgün modelin dünyada adları çeşitli ülkelerde birbirinden farklı. ABD’de “Teleassiztenz” (tele yardımcı) adı verilmiş. Telehelp (Teleyardım) de deniyor. Almanya’da “Hausnotruf” adı kullanılıyor. Yani, “Ev Acil Çağrı”.
Yaşamdestek sağlık alanında yoğun bakıma alınanlar için de kullanılan (örneğin, yaşamdestek odası) bir terim olduğu için ve bu bildirinin konusu olan model yoğun bakımdan çok uzak, insanın doğal ve sağlıklı yaşam aşamasında, hatta yoğunbakımdan kurtaran bir model olduğu için ve ayrıca telekominikatif bir çözüm olduğu için bu makalede adına teledestek demeyi uygun gördük.
Sadece kısa bir not olarak belirtmek gerekirse aynı tele takısına bağlı sözcüklerle hem yabancı dillerde hem Türkçe’de telesağlık (telehealth) (İng), telebakım (telecare) (İng), teleyardım (telehelp), telesekreter (telesecreter) (İng), TELEKOM (TELECOM: tele communication) (İng), televizyon (television) (İng), teledestek (Teleunterstützung) (Alm.) gibi… Hatta zaman içinde yeni gelişen bir kavram: tele social work (tele sosyal çalışma) (İng)…
Ankara Yaşam Destek Hizmeti Nedir? Nasıl Çalışır?
T.C. Ankara Valiliği tarafından yürütülen Ankara Yaşam Destek hizmeti özellikle sanayileşmiş ve kentleşmiş ortamlarda küçülen aileler nedeniyle yalnız yaşamaya başlamış yaşlılarımız, çocukları çalışmak zorunda olan engelli, yaşlı ve kronik hastalarımız, yaşlandıkça ölüm korkusu ya da gündelik yaşayan her yaştan yalnız yurttaşlarımız vb. için düzenlenmiştir.
Hizmeti talep eden ailelere tamamen ücretsiz olarak iki aygıt sunulmaktadır. Sesver aygıtı ve sesver düğmesi[1]. Aile boyutunda da evde ya sabit ya da CSM’li (sim kartlı) bir telefon olması gerekmektedir. Temel düzenek bu üçlüdür.
Abone sistemine alınan yardıma muhtaç yurttaşlarımızın bilgileri evlerine ilk giden ekip tarafından bir bilgi formu doldurularak alınmaktadır. Bilgi formu merkeze gelinerek özel surette tasarlanmış bilgisayara yüklenmektedir. Bu işlemden sonra sesver aygıtı, teknik bir işlemle bilgisayardaki o kişinin bilgileriyle tanıştırılmakta ve belirli bir kişiyi tanıyan düzenlemeye tabii tutulmaktadır. Sonra bir ekip o kişinin evine tekrar giderek sesver aygıtını özel bir işlemle evin telefon sistemine bağlamaktadır. Telefonu çalınca telefonuyla rahatça konuşmaya devam eden abonemiz sesver düğmesine bastığı anda çağrı merkezindeki 24 saat açık bilgisayara çağrı sonunda kendi bilgileri anında düşmektedir.
Sesver düğmesi daha çok kadınlar için boyunlarına taktıkları kolye biçiminde ya da erkeklerin bileklerine taktıkları bileklik biçiminde düzenlenmiştir. Banyoya bu düğme ile girebilmektedirler. Ayakları kayıp düştükleri anda düğmeye bastıklarında sesleri salonda bulunan sesver aygıtından alınabilmektedir. Sesver aygıtı hassas olup aradaki engellere (duvar, kapı sayısı vb.) bağlı olarak geniş bir alandan tüm sesleri alabilmektedir. Ve çağrı merkezinde konuşan sosyal operatörümüzün sesi de duvardaki ya da komodin üzerindeki sesver aygıtından yayılarak yardım bekleyen kişiye ulaşabilecek kadar güçlü çıkabilmektedir.
Sesver üzerinde bulunan kırmızı ışıklı düğme gözleri zor görecek yaşlı birinin de görebileceği parlaklıkta tasarlanmıştır. Sadece boyundaki düğmeye değil sesver aygıtı üzerindeki düğmeye de (örneğin hasta yatağının ya da yatağın kenarındaki komodinin üzerindeyse) basılabilmektedir.
Sesver aygıtı üzerindeki bir başka düğme evden geçici olarak çıkma durumunda olan abone bastığı takdirde çağrı merkezine o sırada evden çıktığı, merak etmememiz gerektiği sinyalini yollamakta, eve döndüğü zaman basacağı düğme eve döndüm, benim sağlığımla ilgilenebilirsiniz iletisi olmaktadır.
Yazlığa, başka bir yere giden bir abone sesver aygıtı ve düğmesini yanına alıp gittiği yerde telefona bağladığı takdirde çağrı merkezi ile bağlantısını sürdürebilmektedir.
SABEV Yaşam Destek Çağrı Merkezi ile dünyanın neresinde bir telefon hattına bilgisayarlarımız ile tanımlanmış bir sesver aygıtı bağlansa aynı hızda bağlantı kurulabilmekte, dertleri dinlenebilmektedir. Uzaklık bir telefon çevirme ve bağlanma uzaklığıdır.
Çağrı merkezinde bilgisayar başında oturan “sosyal operatörümüz” arayanın kim olduğu, nerede oturduğu vb. gibi bilgileri hiç sormadan, örneğin, “Ayşe Teyze, neyin var? Sana nasıl yardımcı olabilirim?” diyerek hem zaman hem abonenin güvenini kazanmaktadır.
Abonemizin verdiği bilgiler doğrultusunda planlanmış hizmetler hızla devreye sokularak yardım mekanizması çalıştırılmaktadır. En basitinden, canının sıkıldığını, korku duyduğunu söyleyen yaşlımızla sohbet edilmekte, en önemli aşamasından düşen, bir yeri kırılan ya da kalp krizi geçiren ya da tansiyonu yükselen yaşlımıza acil olarak ambulans yollanmaktadır. 112 ile yapılan öngörüşmeden sonra bir yandan 112’yi arama gücü olmayan insanımıza en seri olarak yardımcı olunmakta, öteyandan konuşup durumunu öğrenerek ambulans yollandığı için 112 Acil hizmet servisinin gereksiz çağrılarla meşgul edilmesi önlenmiş olmaktadır.
Evlere bağlanan sesver aygıtı ile kendilerinin düğmeye basmaları ile kurulan bağlantının dışında hiçbir bağlantı kurulamamaktadır. Örneğin, bu aygıt aracılığıyla hiçbir şekilde çağrı merkezinden evlere yönelik bağlantı kurulamamaktadır. Çağrı merkezinden sadece ev numarasına telefon edilerek evlere ulaşabilir. Kimi abonelerimizin kurulumdan önce düşündükleri ve bize de ilettikleri, “Evlerimize makine koyuyorlar, acaba bizi mi dinleyecekler?” korkusu hızla yok olmuştur. Bu teknikle evlerin dinlenmesi olanaklı da değildir, sözkonusu değildir.
Evlere kurulan sesver aygıtı ve sesver düğmesi/bilekliği SABEV tarafından hiçbir biçimde satılmamakta, sadece kullanım süresince evde bulunan bir kiralama sistemi temel olmaktadır. Abonelik bitiminde evlerden alınmaktadır. Çünkü bu aletin bir başka bağlantıyla bir başka amaç için kullanılması kimse için olanaklı değildir.
Yaşamdestek çağrı merkezi hizmeti kesintisiz sürdürülen hizmetlerdir. Haftasonu, bayram tatili, yılbaşı tatili yoktur. Güncel ifadeyle 7×24 hizmet, yani 7 gün 24 saat sürek kesintisiz bir hizmettir.
Tarihsel Giriş
Yaşamdestek düşüncesi evlerinde yalnız yaşamak zorunda kalan insanlara yardım düşüncesinden doğdu. Bunları evlerinde seri hareket etme olanağı olmayan yaşlı, engelli ve kronik hastalara yardımlarına koşulacağı umudunu yaşamlarının parçası yapma özleminden doğdu.
Özellikle ileri sanayi ülkelerinde kentleşme koşulları ve kültürü içinde, özellikle evlerinde yalnız yaşayan yaşlıların, engellilerin hak vaki olduğunda cansız bedenlerinin, acıdır ama, ya ceset kokusunun dairenin dışına taşmasıyla, ya da daha ileriki yıllarda otomatik ödeme alan bankaların bankadaki para kaynağı tükenip ödeme alınamaması aşamasında o evi polise bildirmeleriyle öldüklerinden haberli olunabilmesi gibi durumlar bu tür çözümlerin üretilmesini zorladı.
Kentleşmede yalnızlaşma kaçınılmazdır. Köyde yalnızlık olmaz. Kentler yalnızlaşmanın kaynaklarıdır. Özellikle kalabalık kentler yalnızlıkların merkezleridir. Teledestek, aynı apartmandaki komşunun kapı komşusunun kapısını çalmadığı, ev ziyaretlerinin, akşam oturmalarının giderek ortadan kalktığı, sadece asansörlerdeki selamlaşmaların kentsel sosyalliği sembolize ettiği ve kent kültürü olarak geliştiği kentsel ortamlarda birey yalnızlığının olumsuz sonuçları için çözüm üretme düşüncesinin zorlamasıyla başlamıştır.
Teledestek, kentleşmenin insanları kalabalıklar içinde yalnızlaştırmasının yoğunlaştığı tarihler ile sanayileşmenin bilişim sanayii aşamasına geldiği tarihlerin kesiştiği tarihsel noktada üretilmiş bir çözümdür.
Teleassistenz hizmeti, bilindiği kadarıyla ilk olarak 1950’li yıllarda ABD’de, 1980’li yıllarda Almanya başta olmak üzere Avrupa’da yayılmıştır. Bugün Avrupa’nın İngiltere, Almanya, Fransa, İspanya vb. gibi hemen hemen tüm ülkelerinde yaygın olarak bulunmaktadır. İngiltere’de abone sayısı 1,5 Milyon’un, Almanya’da 1 Milyon’un üzerindedir.
Sayının yüksekliği hizmetin sosyal güvenlik kapsamında olmasındandır. Abonelik bedeli sosyal sigorta kapsamında bakım sigortası tarafından ödenmektedir. Bu nedenle, ihtiyaç sahibi her kişi sistem içine derhal alınmakta ve bedeli sosyal güvenlik (bakım sigortası) bütçesinden karşılanmaktadır. Hızla yayılmasının temel nedeni budur. Yalnız yaşayan yaşlıların sayıca artması da hizmeti yaygınlaştırmıştır. Avrupa’da SABEV gibi daha çok STÖ statüsündeki kuruluşlar tarafından verilen bu hizmet (Örneğin, Almanya’da Malteser, Franfurter Verband, Samariter Bund, Rotes Kreuz gibi…) abone sayısının çokluğu ve ödemelerin düzenli ve sürekli olmasına bağlı olarak bu kuruluşların bünyelerinde yer alan ambulans filolarıyla verilmektedir.
Türkiye’de Başlangıç
Türkiye’de teledestek hizmeti SABEV (Sosyal Hizmetler Araştırma, Belgeleme, Eğitim Vakfı) tarafından T.C. Ankara Valiliği ile 26 Ocak 2011 imzalanan bir hizmet alım sözleşmesi (protokol) temelinde 1 Şubat 2011 günü Ankara’da başlatıldı. Projenin sahibi T.C. Ankara Valiliği, projenin yürütücüsü SABEV’dir.
SABEV projenin başlama öncesinde tam bir yıl hazırlık ve deneme çalışmaları yaparak Avrupa’da kişi (tekil) ile sınırlı modeli Türk kültürel anlayış ve aile sistemine uygun bir yapıya dönüştürerek bireye (aile ve diğer çevre ilişkileri içinde insan) yönelik bir hizmet modeline dönüştürmüştür. Sadece fizik ve ruhsal sağlık çerçevesinde kalan ABD ve Avrupa teleyardım sistemine sosyal sağlık boyutunu da eklemiştir.
SABEV yetkilileri, başlangıçta, konuyu Türkiye’nin değişik bölgelerinde yapılan birkaç yaşlılık sempozyumunda genel ve kuramsal olarak ilgililerle ve katılımcılarla paylaştı; olumlu ve ilgi çekici tepkiler aldı. Alman ve Türk yetkililerle görüşmeler yapıldı. Almanya’ya gidilerek Berlin, Frankfurt ve Bremen’deki benzer projeleri incelendi ve izlendi. Fotoğraflar çekildi. Almanya’daki izlenimler Ankara’da dönünce SABEV Yönetim Kurulu ve ilgili dostlarla paylaşıldı; olumlu destekler alındı.
Başlangıç için birkaç kurumun kapıları çalınmış; proje sunulmuş; ortak aranmıştır. Başvurulan T.C. Ankara Valiliği olumlu karşılık verince yollar açılmış ve proje yaşama aktarılmaya başlanmıştır. Projenin ilk uygulama onuru da T.C. Ankara Valiliğine nasip olmuştur.
SABEV’in (kuruluşu 1995) 15 yıllık çalışma, düzenleme ve örgütleme deneyimi vardı. Çalışmalar bir yıllık bir düşünme ve planlama aşamasından sonra hızla örgütleme aşamasına getirilmiş ve 23 Temmuz 2010 günü 1000 kişi kapasiteli PNC 1 bilgisayarı kurulmuş ve birkaç eve deneme bağlantıları yapılarak aylarca sistemin denemeleri yapılmıştır.
25 Ocak 2011 günü, dönemin Ankara Valisi Sayın Alaaddin Yüksel ile sosyal hizmetlerden sorumlu vali yardımcısı Sayın Turan Atlamaz’ın Ankara İl Emniyet Müdürü, İl Jandarma Alay Komutanı, T.C. Ankara Valiliği Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma vakfı müdür ve mütevelli heyet üyeleri ve birkaç STÖ temsilcisi ile birlikte SABEV’i ziyaret etmeleri tarihsel bir başlangıcı oluşturmuştur. Kendilerine proje görsel ve uygulamalı olarak tanıtılmıştır. Bu ziyaretten bir gün sonra SABEV yetkilileri Valilik makamına davet edilerek TC Ankara Valiliği ile SABEV (Sosyal Hizmetler Araştırma, Belgeleme, Eğitim Vakfı) arasında protokol imzalanmıştır. Bu protokol çerçevesinde beş günde SABEV tarafından son hazırlıklar tamamlanarak 1 Şubat 2011 günü uygulama başlatıldı. Bu süreç içinde 1000 abone gücü ile sınırlı PNC 1 bilgisayar yedeğe alınarak sınırsız abone gücüne hizmet verebilen PNC 5 bilgisayar sistemi devreye sokulmuştur.
Bu projeye göre TC Ankara Valiliği bir sözleşme ile SABEV’den hizmet satın almaktadır.
Sistemde bir koordinatör, bir yönetici (müdür) ve yöneticinin denetiminde iki ayrı çalışma grubu bulunmaktadır. Sosyal operatörler ve teknik operatörler. Teknik operatörler evlere gidip teknik kurulumları yapar ve bilgisayar sisteminin kesintisiz ve aksamadan çalışmasını sağlarken sosyal operatörler çağrı merkezimizde abonelerle 24 saat görüşmeler yapan elemanlardır.
Çalışmaların başında beşer gün süren eğitimlerle sosyal ve teknik operatörlerin eğitimleri yapıldı. Eğitimler düzenli olarak sürmektedir. Bu eğitimlerde yaşlılık nedirden başlayarak yaşlılık felsefesi, yaşlılık psikolojisi, yaşlılık sosyolojisi, yaşlılarla iletişim, telefonla iletişim bilgisi ve becerileri, teknik donanım ve uygulama, telefonda konuşma teknikleri, öfke denetimi gibi konularda eğitimler yapılmış, yapılmaktadır.
Dünyadaki ve Türkiye’deki Benzerleri
Türkiye’de, SABEV’in içerdiği aynı ya da benzer konseptte başka bir teledestek ya da yaşamdestek hizmeti bulunmamaktadır. Bu anlayış ve konsept içinde yapılan Türkiye’deki ilk denemedir ve beş yıldır başarıyla sürmektedir. İstanbul’da İvgen adlı bir özel şirket gene 2011 yılında aynı makineleri kullanarak farklı bir konseptte projeyi yürütmeye çalışmış ve ancak birkaç aylık deneme üzerine kapatmak zorunda kalmıştır. Özel firma konseptini çocuk bahçesinden çocukların çalınması, kaçırılması üzerine oturtmuş ve başarısız olmuştur. Özel firma tarafından, model, çocukların kaçırılmaması, gaz, su kaçaklarını ihbar eden araçların ve yangın dedektörlerinin takılması gibi daha çok güvenlik kapsamında ele alınmıştır. Reklamları ve tanıtımları da bu yöndedir.
Dünya uygulamaları ise özellikle sağlık koruma ve destekleme kapsamında yapılmaktadır. Evinde sağlığı bozulana ambulans yollama, hastaneye götürme çerçevesinde bir hizmettir. Sağlık (ambulans) desteğine sosyal destek, yalnızlara, hastalara bilişimsel sosyopsikolojik destek, evlerine mutluluk desteği (ve denetimi) ve yardımları Dünyada ilkkez SABEV’in geliştirdiği modeldir. 2011 yılında Ankara’yı ziyaret eden Tunstall firması Avrupa temsilcisi Sayın Ludger Lappenkuper Ankara Valiliğinde kendisine model tanıtılınca bu modelin Avrupa’da olmadığını, Avrupa’daki hizmetin sağlıkla sınırlı olduğunu toplantıda söylemiştir (26 05 2011, Ankara Valiliğinde yapılan toplantı. Yenimahalle İl Özel İdaresi Yerleşkesi.)
Yaşam Destek Merkezinin Hizmet Türleri ve Araçları
Ankara Yaşam Destek Merkezi yukarıda açıklanan bağlantı ve telekominikatif yolla en hızlı biçimde yardıma koşma hizmetini değişik teknolojik araçlarla desteklemektedir.
Bunların en başında ilaç hatırlatma kutusu bulunmaktadır. Özel tasarlanmış dijital bir ilaç kutusu, farklı gözlerine yerleştirilen ilaçlarını zamanında sesli uyararak almasını sağlamakta, belirli bir süre sonunda ilaçlar alınmadığında çağrı merkezini uyararak durumu bildirmekte, çağrı merkezindeki sosyal operatörlerimiz evi telefonla arayarak ilaç anımsatması yapmakta ve ilacı almasını rica etmektedirler. Böylelikle ilaç almanın unutulması önlenmektedir.
Üstüne basıldığında çağrı merkezindeki bilgisayarı aktive eden özel bir paspas evin çıkış kapısına içerden koyulmakta, evden çıkma, kaçma riski olan, örneğin alzheimer hastası olan bir yaşlı, evden çıkmak istediği zaman bilgi bilgisayara düşmekte, çağrı merkezindeki görevliler derhal hastanın yakınını arayarak bilgi vermektedirler. Eve giden yakını hastanın kaybolmasını önlemektedir.
Bir başka araç duman dedektörüdür. Olası bir yangın durumunda ilk çıkan dumanı algılayan cihaz çağrı merkezimize kişinin evinde duman olduğu sinyalini göndermektedir. Böylelikle çağrı merkezi, hatta daha yangın çıkmadan, itfaiyeye haber vererek olası yangın tehdidini ortadan kaldırmaktadır.
Buna benzer, evdeki musluklardan birinin açık kalması durumunda çağrı merkezini uyaran su dedektörünün yanısıra sobadan karbonmonoksit çıkması durumunda uyaran karbonmonoksit dedektörü de vardır. Evde karbonmonoksit salınımında daha evdekiler uyurken çağrı merkezine durumla ilgili acil çağrı gelmekte, sosyal operatörlerimiz eve telefon ederek kişileri zamanında uyandırmakta, gerekiyorsa komşularını uyarmakta ve camların açılması gibi yapılması gereken ilk müdahalelerle ilgili bilgi vermektedir.
Ayrıca, klasik, hırsız riskini haber veren hareket dedektörü, yaşlının evde belirli bir süre hareketsiz kalması durumunda devreye giren hareket dedektörü, yatalak hastanın başına yerleştirilen çekip, anahtarını unuttuğu için evine giremeyen aboneler için çağrı merkezinden yapılacak müdahaleyle kapının otomatik olarak açılmasını sağlayan kilit sensörü gibi çözümler mevcuttur. (Merkezden tek tuşla kilitli kapıyı açma sistemi hizmet yelpazemiz içine henüz alınmamıştır.)
T.C. Ankara Valiliğinin sürdürdüğü hizmet kapsamında 3294 Sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu kapsamında bulunan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma vakıflarından yardım almaya hak sağlayacak ekonomik konumda olan vatandaşlarımız yararlanmaktadır ve abone ücretleri Ankara Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından sağlanmaktadır. (Kanunun kabul tarihi: 29.05.1986; yayımlandığı Resmi Gazete tarihi: 14.06.1986; Sayı: 19134)
Ankara Yaşam Destek Hizmetinin Özellikleri
Telekominikasyon yoluyla muhtaçlara verilen bu hizmet günümüzde en seri, en hızlı ve en ekonomik modeldir.
Bu hizmetler seridir, gereken hizmet hızla ve belirli bir sıra içinde, düzenli olarak devreye sokulmaktadır.
Bu hizmetler hızlıdır, planlı bir çalışmayla yardım zamana karşı en hızlı bir biçimde sağlanmaktadır.
Bu hizmet ucuzdur. Çünkü, bugün kamu huzurevlerinde bir yaşlıya devletin harcadığı paranın ayda ortalama 3000 TL (ve üstü) olduğu düşünüldüğünde ihtiyaç sahiplerine hem de ev ve aile ortamında verilen bu hizmetin aylık bedeliyle 100 dolayında yaşlıya (ve engelliye) hizmet sunulmaktadır. Bir başka deyişle kurumda, bir yaşlı için ayda 3000 TL ödendiği farzedilse, yaşam destek hizmeti ile bir yaşlının hizmet maliyeti hem de ev ortamında 30-40 TL olmaktadır.
Yaşamdestek hizmeti bir başka açıdan da ucuzdur. Telefon bağlantısı bilgisayar üzerinden kurulduğu için telefon masrafı da çok düşük olmaktadır.
Abonelerimizle Yaşanan Anılar
Bu hizmet, evlerinde yalnız ve muhtaç yaşayanlar için yaşama bağlanma vesilesi olmakta, yalnız yaşayan yaşlılar için geceleri ölüm korkusunu yenmelerini, rahat uyumalarını sağlamaktadır. Bunu kendisiyle görüşme yapılan bir yaşlımız açıkça söylemiştir. Demiştir ki: “Bu alet takılana kadar ölüm korkusuyla geceleri evde yalnız uyuyamıyor; evde sabaha kadar dolanıp duruyordum. Bunu taktıktan sonra rahat uyumaya başladım.”
Başka bir görüşmeden:
“Bu kolyeyi boynuma taktıktan sonra sanki cebimde sağlıkçı taşıyormuşum gibi hissediyorum. Kendimi güvende hissediyorum. Bunu düşünenlere, yapanlara, özellikle bize sahip çıkan sayın valimize çok teşekkür ediyorum.” (Bu spontan ve kurgudışı yapılan görüşmelerin film kayıtları belgeliğimizde bulunmaktadır.)
Düğmeye basıp yardım istediği ve beklentisine uygun davranış gördüğü zaman yurttaşlarımız, abonelerimiz doğal olarak içten teşekkürlerini iletmektedirler. İyi ki varsınız diyen abonelerimiz sıkça kendilerini göstermektedir. Zaman zaman da doğrudan bu teşekkür için düğmeye basarak sadece minnettarlığını bildiren abonelerimiz vardır. Bunlardan biri düğmeye basıp teşekkür ederken şunları söylemiştir:
“Bu alet evimde olduktan sonra artık geceleri korkmuyorum. Korktuğum zaman bu alete (megafona) bakıyorum, düğmesine basmasam da korkum geçiyor. Allah sizden razı olsun.”
Ya da telefon bağlantısından bizleri duygulandıran şu duyguları aldık.
“Benim annen öldü. Artık bu alete gerek kalmadı. Bunu alıp gene sağlığı iyi olmayan, ihtiyacı olan başka bir eve takın.”
Sosyal operatörlerimizin bize aktadığı birkaç olayı sizlere aktarmak istiyorum:
“Allah Devletimizi başımızdan eksik etmesin!”
“Yalnız yaşayan D.S. Teyze sık sık telefon ediyor. Sizin güler yüzünüzü hissediyorum. Ve güzel sesinizi duymak için aradım. Nasılsın kızım?” Aynı teyze, yerinden kalkamayacak kadar kilolu ve hasta olduğunu söylüyor. Bu durumda aç olduğu halde kalkıp yemek yapma gücünün olmadığını söylüyor ve devam ediyor: “Açlığımı sizin sesinizi duyarak gideriyorum. Tatlı sesiniz beni doyuruyor. Ondan aradım.”
Bir başka abone:
“İki oğlum var. Birini Doğu’da şehit verdim, diğeri Ostim’deki patlamada öldü. Çok yaralıyım. Ama size telefon açıyorum. Sizler de benim evlatlarımsınız.”
Bir sosyal operatörümüzün pratik çözüm örneği:
“Kar yağdığı günlerde evinden çıkıp ekmek almaya gidemeyen ve evinde ekmek olmayan bir teyze bize telefon etti ve yardım istedi. Komşularından birine telefon açtık. Durumu anlattık. Komşusu ekmek alıp götüreceğini söyledi ve bunu yaptı.”
Sosyal operatörün dilinden bir yaşlının teşekkürü:
“Bir gece düğmeye basıldı ve ses bağlantısı açıldı. Konuşma yerine hırıltılar geldi. Soğukkanlı olmalıydım. Derhal 112’ye telefon ettim. Bir süre sonra aynı kişiden çağrı geldi. Açtım. O abonemiz zor da olsa konuşuyordu. Kızım dedi, astımım var, Sesim iyice gitti, nefes alamıyordum. Siz ambulansı yolladınız hayatım kurtuldu. Çok teşekkür etmek için açtım.” dedi. Oğlunuza haber vereyim mi diye sordum. Hayır, bu saatte oğlumu uyandırmayın, uykusuz kalmasın diye seslendi. Çok etkilendim.”
Bir başka yaşlıdan:
“Birkaç gün önce akşamdı, 22:00 gibi… Bir amca acilen oğlunu araması gerektiğini, ancak telefon numarasını bulamadığını söyledi. Oğluna ulaşıp ulaşamayacağımızı sordu ve beni arasın dedi. Oğluna ulaştık ve babasını aramasını söyledik. Bu hizmet için oğlu da çok memnun olduğunu söyledi.”
Diğer bir sosyal operatörümüzün anlattıklarından:
“Çağrı geldi. Bağlantı kurmaya çalıştım. Yanıt gelmedi. Kaygılandım. Yanlışlıkla basıldığını düşündüm. Ama emin değilim. Kızına telefon ederek haber verdim. Saat 04:00’tü. Kızı telefonda, kendisi annesinin kumandasını kolundan hiç çıkartmadan uyuduğunu, uyardığı halde çıkartmadığını, o şekilde kendisini güvende hissederek uyuyabildiğini belirtti. Annesinin evine gidip yine de kontrol edeceğini söyledi. Operatörümüz tarafından uyandırılmış olmasına rağmen gelen her çağrının ciddiyetle değerlendirildiğini gören hasta yakını memnuniyetiyle birlikte gereksiz yere hattımızı meşgul ettiği için annesini bu konuda tekrar uyaracağını belirtti.”
Vakfa gelen bir profesör:
“Gazeteden okudum. İnternetten araştırarak sizi buldum. Yoksul birinin yararlanması için başvuruda bulunmak istiyorum. Oğlum ve kızım Ankara’da ve İstanbul’da üniversite hastanelerinde başhekim olarak görev yapıyor. Böyle bir hizmete onların da bir katkısı olabilirse sevinirim. Size nasıl yardımcı olabiliriz?”
Belki de evine bağlanmasını istemeyen birinin de hem zekice hem çok ince ifadesi olarak:
“Benim annemin durumu o kadar ağır değil. Bu aleti gelin alın, durumu daha kötü olan birine takın. Hayatı kurtulsun!” İçtenlikle söylenmiş sözler olduğuna inanıyorum.”
“Ben Antalya’ya geldim. Annem aboneniz. Evin yedek anahtarını yaptırdım ve anneme bıraktım. Evi şurada. Gidip alın ne olur ve yedek anahtarı sizde bulunsun. Anneme bir şey olursa siz gidip kapısını açın…”
Sıradışı bir çözüm ise şöyledir:
Bir evden düğmeye basılmış ve çağrı merkezimiz uyarılmıştır. Kendisiyle konuşulan kişi şunları söylemiştir. “Ben burada oturmuyorum, komşularıyım. Gürültüye koştuk. Ailede büyük bir kavga çıktı; ayıramıyoruz. Düğmeyi gördüm ve bastım; ne yapabiliriz?” Alınan detaylı bilgiler ışığında ve bizimle konuşan komşunun da önerisi ile karakol aranarak polis müdahalesi sağlanmış ve kavga yatıştırılmıştır. Daha sonra aile bizzat telefon ederek teşekkür etmiştir.
Başka bir olay:
Ekrana bir abonenin bilgisi düşmüş ve hat açılmıştır. “Burası Ankara Yaşam Destek Merkezi. Buyurun Hatice Hanım. Size nasıl yardımcı olabiliriz?” sözleri söylendikten sonra kalabalık bir kadın kahkaha ve gülüşmeleri işitilmiş; bunu toplu bir alkış izlemiş ve gülmeler sona erince sosyal operatörümüzün konuyla bütünleşen destekleyici sözleri üzerine bir kadının şu sözleri duyulmuştur: “Biz Hatice Hanımın evinde kabul günü yapıyoruz. Hatice Hanım bu aletleri bize anlatınca merak ettik, düğmeye bastık. İstediğimiz birşey yok. Çok hoşumuza gitti.” Ve gene gürültüler, gülüşmeler, alkışlar arasında kendileriyle yapılan kısa bir sohbetle bağlantı sonlandırılmıştır.
Çalışanların şevkini kamçılayan bu tür anıların sonu gelmiyor.
Böyle ilginç diyalogların dışında bizler için en acıklı olaylar, bilgi formunu doldurmak için evine gittiğimiz, tanıyıp elini öptüğümüz 80’li yaşlarda birkaç abonemizin sistemi kurmaya gittiğimizde vefat ettiğini öğrenmemizdir. Ya da evlerinden düğmeye basılarak abonenin yatağında vefat ettiğinin söylenmesidir. Bu durumlarda birkaç gün sonra evlerine gidilerek sistem sökülmekte, kendilerine başsağlığı dilenerek veda edilmektedir.
Sonuç
1 Şubat 2011 gününden beri kesintisiz ve kusursuz sürdürülen yaşamdestek hizmeti sağlanan güven artarak sürmektedir.
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfımızdan yeni adresler geldikçe yeni aboneler hizmet almaya başlamaktadır. Bunun dışında, duyuldukça, muhtarlar, imamlar ya da abonelerin yakınları tarafından vakfa gelerek ya da telefon ederek talepler ile özel talepler de olmaktadır. Kurulum sırasında evlere bırakılan tanıtım ve yardım broşürlerimizde bulunan Bilgi Hattı adını verdiğimiz telefon numarası 0312.4 333 111’dir. Bu numaradan doğrudan ulaşılarak günün her saatinde (gece ve gündüz) konu ile ilgili her türlü bilgi alınabilir. Ayrıca, www.sabev.org.tr ve www.yasamdestek.org.tr adreslerinden bu sunumda belirtilen hizmet hakkında daha fazla bilgi bulunmaktadır. Facebook’ta da yaşamdestek sayfası ziyaret edilebilir.
(26-27
11 2015, Bursa’da ASPB tarafından düzenlenen Yaşlı Dostu Kentler Sempozyumunda sunuldu.
Kervansaray Otel.)
(*) Sosyal Hizmetler Araştırma, Belgeleme, Eğitim Vakfı
[1] ABD’de sesver düğmesine Giriş bölümünde anlattığımız sınırlı hizmet kapsamında panic button (panik düğmesi) denmekte ve bu terim kullanılmaktadır. Bu yanlıştır. Çünkü yaşlı ya da engelli ya da hasta sadece panik durumunda düğmeye basmamaktadır. Canı sıkıldığı zaman da basmaktadır. Öteyandan acil bir durumda panik olmaması daha çok gerekmektedir. Panik deyişi adeta aboneyi paniğe hazırlamaktadır. Bu nedenle panik değil, duvardan ses vermesini sağlayacak bir düğme olduğunu bilerek basması daha uygundur.