DOĞAL YIKIMLARDA SOSYAL SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER
Prof. Dr. İlhan Tomanbay
Hacettepe Üniversitesi
Sosyal Hizmet Bölümü
GİRİŞ
T.C. Ankara Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü tarafından 30 04 2008 tarihinde Ankara’da düzenlenen “Acil Sağlık Hizmetlerinde Sosyal Hizmetlerin Yeri ve Önemi” konulu panel ve atölye çalışması için bir konuşma istendiğinde birdenbire anılarımda derhal gerilere gittim. 17 08 1999 Marmara depremi ve orada sosyal hizmetler düzleminde yapılanlar, bilgim çerçevesinde, derhal bilinç yüzüne çıktı.
Doğanın yıktığı sadece yapılar ve ağaçlar değildi. Doğa insanları da yıkmıştı; birer bina gibi, birer ağaç gibi. Ve depremlerde yıkılan binalardan insanların çıkarılması doğaldı ki birincil görev ve eylemdi; ancak, yıkıntılar arasından çıkarılan insanların, hatta, yıkıntı altında kalamayan ve ama bu doğal yıkımı yaşayan insanların ölümden kurtarılmasıyla her şey yoluna girmiş olmuyordu. Nasıl ki yaralanan insan hastanede tıpsal bakıma alınarak yaraları iyileştirilip sağlığına kavuşturulması gerekiyordu; bu travmayı yaşayan insanların da sosyal bakıma alınmaları ve bu travmadan kurtarılmaları, “iyileştirilmeleri” gerekiyordu. Nicel olarak artan panik atak, travma, yoğun kaygı yaşayan insanlar ile nitel olarak artan kaygı düzeyleri, derin travma ve panik atak nöbetleri insanların sosyal iletişim ve etkileşimlerini de bir, hatta büyük ölçüde bozacaktır. Yıkım ortamında yoksullaşma, işyerinin yitimi ile ortaya çıkan işsizlik, konut yitimi ile yükselen kira vb. ekonomik sorunlar; beslenmenin zorlaşması, temiz (hijyenik) ortamın bozulması, susuzluk vb. gibi sağlıksal sorunlar, çocukların ve gençlerin öğretimlerinin aksaması, elektriklerin kesikliğinden, tek odaya doluşmaktan ötürü vb. gibi ders çalışamama, öğretmenlerin taşınması, yitimi vb. ile ortaya çıkan eğitim sorunları sosyal sağlığı ve sosyal sağlık ortamını bozan etkenlerdir. Sosyal hastalıklar, sosyal sağlığın bozulması çevreden kopma, kendine uygun çevrenin dışına düşme, içe kapanma, çökkünlük ya da saldırganlık ve suça yaklaşma, davranış bozuklukları gibi sonuçlara yolaçar. Bu psikolojik ve psikosomatik hastalıkları çağırdığı gibi sosyal etkileşimi de bozar. Bedensel, ruhsal ve sosyal bakımdan karşılıklı etkileşimli rahatsızlıklar iskambilden kule örneğinde olduğu gibi insanın her bakımdan sağlıksızlaşmasını getirir.
Burada bir önemli ayrım dikkatimizi çekiyor: Göçük altında kalıp da yaralanan insanın yaralandığını ilk elde, bakarbakmaz görebiliyoruz da, göçükten sosyal bakımdan yaralanan insanların yaralandığını bakarbakmaz göremiyoruz. Oysa, bedensel bakımdan yaralı da yaralıdır, sosyal bakımdan yaralanan da yaralıdır.
Bu anlamda Ankara İl Sağlık Müdürlüğünün düzenlediği toplantı çok anlamlıdır. Kamunun, görünür yaralılarına eğilmesi kadar görünmez yaralılarına da titizlikle eğilmesi gerektiğine işaret etmesi bakımından çok anlamlıdır.
SOSYAL SAĞLIK
Çünkü artık herkes tarafından bilinmektedir ki, sağlık, salt bedensel değil, ruhsal ve sosyal bakımlardan da iyilik durumudur. Salt bedensel bakımdan (görünür) iyilik durumu tam anlamıyla iyiliği göstermez. Salt ruhsal bakımdan (yarı görünür) iyilik durumu da tam anlamıyla iyiliği göstermez. Bu iki sağlık durumunun dışında bir iyilik durumu daha vardır ki, bu boyut diğer iki boyutun durumundan doğrudan etkilenir. Bu da sosyal bakımdan (zor görünür) iyilik durumudur. Bedensel, ruhsal ve sosyal bakımlardan iyilik durumu, üçü birlikte, tam iyilik durumu olarak adlandırılır. Bu üç sağlık boyutundan birinin eksikliği tam iyilik durumunu göstermez; o insanın sağlık bakımından eksikli olduğunu gösterir. Sağlığın bir noktada eksik kalması da diğer iyilik durumlarını olumsuz olarak etkiler. Bu bakımdan, sağlığı tam anlamıyla sağlamak istediğimizde, insanların bedensel, ruhsal ve sosyal bakımlardan tam iyilik durumunu gözetmemiz gerekmektedir. Kamu gücü de, özel girişim de, yerel yönetimler ve sivil oluşumlar da sağlığa böyle yaklaştıkları takdirde eksiksiz ve çağdaş bir sağlık boyutuna imza atmış olurlar.
Bu her üç sağlık boyutu için görevli meslek elemanları vardır. Bedensel sağlık için görevli elemanlar hekimin (doktorun) otoritesinde diğer meslek elemanlarıdır. Bunlar, ruh hekimi, psikolog, sosyal çalışmacı, hemşire, anestezi uzmanı, diyetisyen vb. ile bunlara yardımcı meslek elemanlarıdır. Hastabakıcı, narkoz elemanı, diş teknisyeni, temizlik elemanı vb. gibi.
Ruhsal sağlık için görevli elemanlar, yerine göre, psikologun ya da ruh hekimin otoritesinde diğer meslek elemanlarıdır. Bunlar, yerine göre, hekim, sosyal çalışmacı, hemşire vb. ile yardımcı meslek elemanları; yani, hastabakıcı, temizlik elemanı vb.dir.
Sosyal sağlık için görevli elemanlar sosyal çalışmacının otoritesinde diğer meslek elemanlarıdır. Bunlar, yerine göre, hekim, ruh hekimi, hemşire, diyetisyen, psikolog, pedagog, çocuk gelişimci, psikolojik danışman, öğretmen, rehber öğretmen, gözetim elemanı, yargıç, savcı, avukat, denetimli serbestlik elemanı, sosyal güvenlik vb. gibi kamu görevlileri, vb. ile yardımcı meslek elemanları; yani, sosyal yardımcı, yaşlı bakıcısı, özürlü bakıcısı, çocuk bakıcısı, bakıcı anne, hastabakıcı, temizlik elemanı vb.dir.
Doğal yıkım durumlarında, acil yardım durumlarında da sağlığın her üç boyutundaki hizmet takımı görev başındadır. Tıp elemanları insanın bedensel sağlığı için, ruhsal sağlık elemanları insanın ruhsal sağlığı için, sosyal sağlık elemanları da sosyal sağlıkları için harekete geçerler ve sağlık bedensel, ruhsal ve sosyal “tam bir iyilik durumu” olduğu için birbirleriyle eşgüdümlü çalışmak zorundadırlar. Çünkü bu üçlü sağlık takımı bir bütünün parçalarıdırlar ve öylece işbaşında olmak durumundadırlar.
Marmara depreminden önce yaşanan Dinar depremi gibi depremlerde ilgili Sosyal Hizmetler İl Müdürlüklerinin konu ile ilgili çalışmaları mutlaka gerekli ve önemli çalışmalar olsalar da bir ölçüde sınırlı kalmışlardı. Marmara depreminde hem ruhsal sağlık, hem sosyal sağlık boyutları kendilerini daha bir gösterdiler. Yaygın ve sürekli bir hizmet sunumunu gerçekleştirdiler. Depremin yaygınlığı ve büyüklüğüne koşut olarak kamu otoriteleri ile tıpsal sağlık elemanları bu diğer iki boyutu daha içtenlikle benimsediler. Böylelikle, hizmetler daha belirginleşti, daha örgütlü ve eşgüdümlü yürütüldü, bedensel, ruhsal ve sosyal sağlığın ayrılmaz bütünlüğü daha bir görünür ve kabul edilir duruma geldi, verilen her üç boyuttaki hizmetler daha bir etkilileşti.
NEDEN BÖYLE BİR KİTAPÇIK ÇALIŞMASI?
Bu sürece öncelikle ruhsal sağlık elemanlarının, öncelikle psikologların, sivil toplum örgütleri öncülüğünde bütünleşerek acil yardımlar ve doğal yıkımlar genelinde, Marmara depremi özelinde verilecek ruhsal sağlık hizmetlerinin bir kitapçık olarak hazırlamaları, parasal kaynaklar bulup çok sayıda yayınlatarak olabildiğince dağıtmaları önemli bir katkı yaptı. Birçok ilgili (görevliler) ve ilgisiz (konuya mutahap olan her kademeden) insanlar ile konu ile ilgili ve ilgisiz kurum ve kuruluşların yöneticileri, elemanları bu güzel hazırlanmış kitapçıkları ellerine alarak psikologların doğal yıkımlarda yapmaları gerekenlerden haberli oldular; bu mesleği tanıma olanağı buldular. Psikologlar bu çalışmaları ile özellikle bu yayını ortaya çıkararak aynı zamanda mesleklerinin çok güzel tanıtımlarını yaptılar ve uygulamaya da katkılar sağladılar.
Marmara depremi döneminde, ben, Antalya’da Akdeniz Üniversitesi Sosyal Hizmetler Eğitim, Araştırma ve Uygulama Merkezinin müdürlüğünü yapıyordum. Marmara depremini meslek gözüyle yakından izledim ve psikologların bu alanda gerçekleştirdikleri mesleksel sıçramaya hayranlık duydum. Sonraki aylarda deprem bölgesinde bir sivil toplum örgütü adına çalışmalar yaparken psikologların kitapçıklarının ne denli işe yaradığını, bu yayın sayesinde psikologların ne denli örgütlü ve kamu destekli bir sivil toplum hareketi içinde olduklarını sevinerek gözlemledim. Bu önemli çalışmalarından ötürü kendilerini bugün hala gıpta ile kutlamak istiyorum.
Bu kitapçığın önemini ve etkisini daha deprem bölgesine gitmeden gördüğüm için ben de merkez müdürü olarak Antalya’daki Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Akdeniz Bölgesi Şubesinden meslektaşlarımla görüşmeler yaptım ve bir sosyal hizmet alanı olan doğal yıkımlarda, afet durumlarında, depremlerde sosyal çalışmacıların (sosyal hizmet uzmanları) da yapacakları çalışmaları bir kitapçık olarak toparlamalarının iyi olacağını savundum. Başta dernek yöneticileri ile Antalya Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünden olmak üzere farklı alan ve kuruluşlardan meslektaşlardan bir grup içten ilgi gösterdiler ve birkaç ay süren düzenli Cuma toplantılar ile “Doğal Yıkımlarda Sosyal Hizmetler” adını verdiğimiz bir kılavuz ortaya çıkarıldı[1]. Bu kılavuz Rektörlüğün onayı ile Akdeniz Üniversitesi Sosyal Hizmetler Eğitim, Araştırma ve Uygulama Merkezinin yayını olarak 23.09.1999 tarihinde 1500 adet bastırıldı ve posta ile tüm Sosyal Hizmet İl Müdürlüklerine ve daha çok sayıda da deprem bölgesindeki ilgili İl Müdürlüklerine postalandı. Kitapçığın ikinci baskısı da 10.03.2000 tarihinde 2000 adet yaptırılarak istek üzerine tekrar deprem bölgesi ağırlıklı olmak üzere tüm Türkiye’ye dağıtıldı.
SOSYAL ÇALIŞMACILAR İÇİN DEPREM KILAVUZU
Bu kılavuzda sosyal çalışmacıların meslek elemanı olarak depremlerde olduğu kadar diğer doğal yıkımlarda da neler yapması gerektiği ve bu alanda sosyal çalışmacıların hizmet portföyünde olan işlerin neler olduğu önem sırasına göre dökümlenerek (tadat edilerek) kısa kısa açıklanmıştır. Bir el kitabı niteliğindedir; cepte taşınır boyuttadır, bir deprem ortamında, loş ışıkta gözlüksüz okunabilme kolaylığı sağlamak için de iri harflerle dizilmiştir.
Kılavuzda, konular aşağıdaki düzene göre ele alınmıştır.
Giriş; ilk tavır ve meslek olarak atılacak ilk adımlardan sonra sorun alanları belirtilmiştir. Bu sorun alanları bireysel ve kurumsal olarak ikiye ayrılmıştır. Doğal yıkımla karşılaşan bireylerin sorunları aşağıdaki başlıklarla düzenlenmiştir:
Temel gereksinim maddelerinin yokluğu ya da eksikliği; ekonomik sorunlar; sağlık sorunları; eğitim sorunları; kültürel sorunlar; psikolojik sorunlar; hukuksal sorunlar; iş sorunları; ısınma sorunu; ulaşım/iletişim sorunu; boş zaman değerlendirme sorunları birey ve aile olarak karşılaşılan sorunlar olarak dökümlenmiştir.
Kurumsal sorunlar ise kurum ve kuruluş düzeyinde karşılaşılan sorunlardır. Örgütlenme sorunu; doğal yıkımla ilgili birimler arasında iletişim ve eşgüdüm sorunları; yönetime katma ve katılma sorunu; kampta üretim sorunları; yardımların dağıtımı ile ilgili sorunlar bu kapsam içinde ele alınmıştır.
Sorunların belirlenmesinden sonra doğal yıkım durumlarında sosyal çalışmacıların genel olarak görevleri tartışılarak düzenlenmiştir. Bunu, daha somuta indirgenmiş bir boyut izlemiştir. O da deprem kamplarında sosyal çalışmacının rol ve işlevleridir. Özetlenerek anlatılmıştır. Sonuç bölümüyle çalışma sonlandırılmıştır.
1 Giriş
17 Ağustos 1999 günü yaşanan ve halen süren ve ekonomik, sosyal, psikolojik etkileri Türkiye’de daha çok uzun yıllar sürecek olan Marmara depremi toplumun ağızbirliği içinde söylediği gibi Türkiye’deki her kurumu, kuruluşu ve herkesi hazırlıksız yakaladı.
Devlet ve hükümet başta olmak üzere resmi, yerel, gönüllü ve özel birçok kurum ve kuruluş deprem gibi bir doğal yıkım karşısında üzerine düşenleri ve düşmesi gerekenleri Marmara depreminin sarsıntısı ile düşünmeye başladı.
Marmara depremi herkese çok şey öğretti. Önce, depreme her zaman hazır olmamız gerektiğini… Sonra sosyal olmamız gerektiğini… Sonra, doğal dayanışma duygularımızı denetli, dizgeli, planlı bir biçimde kullanmamız gerektiğini… Sonra, örgütlenmeyi ve hizmetlerin organizasyonunu, yani düzenleme yapmayı… Sonra, planlı, proğramlı çalışmayı v.b. İşte tüm bunlar Marmara depreminden çıkarmamız gereken acı öğretilerdir.
Deprem bölgesinde ve diğer kentlerde kurulan kriz masalarının konularında yetkin ve hazırlıklı, örgütleme ve düzenleme becerileri olan ve mutlaka sosyal kapasitesi olan ve disiplinlerarası deneyimlere sahip kişilerden oluşturulması gerektiği de bu öğrendiklerimiz arasında.
Marmara depremi belki birşeyi daha öğretti bize. Doğal yıkım durumlarında sosyal hizmetlerin ve bu kapsamda sosyal çalışma mesleğinin önemini… Sosyal çalışma mesleğinin ülkemiz için ne derece önemli olduğu Marmara depreminde acı bir öğretinin sonucu olarak ortaya çıktı.
Depremin yarattığı sosyal depremin de açtığı yaraların biran önce sarılması gerektiğini Marmara depremi bilinçlerimize kazıdı adeta. Ortada kalan çocuklar, yaşlılar, genç kızlar, kadınlar ve diğer geçici ya da deprem nedeniyle sürekli olarak güçsüzleşmiş nüfus gruplarına hızla yardım etmemiz; deprem gerilimini ve bunalımını kısa sürede aşarak doğal sosyal yaşamı yeniden ve hızla kurmamız gerektiğini yaşayarak ve izleyerek öğrendik.
Kitapçığa adını veren doğal yıkım nedir? Eski deyişle tabii afet. En yaygın etki bırakanı deprem olan doğal yıkımlar arasında sel, orman yangını, çığ düşmesi, toprak kayması, yanardağ patlaması, fırtına, tayfun, hortum gibi sınırlı ya da yaygın doğa etkinlikleri sayılabilir. Doğal yıkımın kitapçığa konu olabilmesi için ortaya çıktığı ya da çevresindeki yerleşimlere ve bu yerleşimlerde yaşayan insanlara, ekonomik ve toplumsal yaşama zarar vermesi gerekir. Yerleşimlere ve insanlara zarar vermeyen doğal yıkım bir doğa olayı olarak kalır.
Doğal yıkımlarda, yani doğal yıkım durumlarında sosyal hizmetler ise, geniş anlamıyla, bu gibi durumlarda zarar gören bireylere, gruplara, ailelere, yerel toplumlara (topluluklara) ve toplumlara sağlık, eğitim, sosyal güvenlik sektörlerinde verilen tüm hizmetler akla gelir. Bu kapsam içinde sosyal yardımlar ve dar boyutlu sosyal hizmetler, yani özel gereksinim gruplarına verilen bakım, sağaltım ve rehabilitasyon hizmetleri de bulunmaktadır. Tekil anlamda sosyal hizmet kavramı özel gereksinim gruplarına ve özel gereksinim durumlarında tüm insanlara verilen sosyal hizmetlerin herbirini anlatır. Çocuklar için sosyal hizmet, yaşlılar için sosyal hizmet, depremze-deler için sosyal hizmet ve sosyal hizmet her kesime, gereksinim duyan herkese…
Sosyal hizmetler bir takım çalışması içinde yerine getirilir. Bu takımda sosyal çalışmacının (sosyal hizmet uzmanı) yanısıra, ele alınan sosyal hizmet alanına uygun ve her alanın önceliğine göre doktor, hemşire, öğretmen, eğitmen, savcı, avukat, bakıcı kadın, bakıcı ana, hastabakıcı, bakıcı, psikoloğ, sosyoloğ, kültürbilimci, nüfusbilimci vb. gibi sosyal meslek elemanları bulunur.
Bu çerçevede sunulan hizmetlere gereksinim kendiliğinden ortaya çıkıp ivediliğini dayatınca, bu arada sosyal çalışma mesleğini de biraz daha yakından öğrendi kamuoyu. Depremde yaptıklarıyla, sürdürdüğü hizmetlerle. Devlete – geçici olarak – güvenmeyen insanlar, devletin elemanları olan sosyal çalışmacılarla birlikte güvençle çalıştılar. Oysa sosyal çalışmacıların işi zordu. Devlet memuru olarak, devlete hınçlı insanlara, devletin aksaklı hizmetlerinin sunulmasındaki boşlukları özveriyle doldurmaya çalışıyorlardı; depremi yaşayan tepkili yurttaşların tepkilerini çekmeden, hatta desteklerini ve beğenilerini almasını bilerek…
Bu kitapçıkta sıralanan maddeler ayrı ayrı ele alındığında belki de herkesin aklına kolayca gelebilen, çok önemli görülmeyen maddeler olabilir. Ancak, bu işlem, eylem ve hizmetlerin bir zincir bütünlüğü içinde, hiçbiri aksamadan yerine getirilmesi disiplinli bir mesleksel anlayışı gerektirir ki bu da bir anlamda sosyal çalışma mesleğini oluşturur. Mesleğin depremle ilgisi bir yönüyle şöyle kurulabilir.
Yaygın boyutları olan bu doğal yıkım, deprem, toplumda sosyal yıkımlara da yol açabilir. Sosyal yıkım toplumun sosyal dengesini bozar. İşte bu dengeyi yeniden kurmak, insanları toplumlarıyla yeniden bütünleştirmek, barıştırmak, toplum kaynaklarının dengeli dağılımını sağlayarak sosyal adaletin sağlanmasına yardımcı olmak, sosyal yıkımın yarattığı sosyal uyumsuzlukları gidererek sosyal uyumu ve sonul erekte (nihai hedef) sosyal dengeyi ve sosyal huzuru sağlamak sosyal çalışma mesleğinin ereğidir. İnsanın mutluluğu ve toplumun refahı sosyal çalışma mesleğinin yaklaştıkça uzaklaşan ereğidir.
Sosyal çalışmanın bu ereğe zemin olan felsefesi, disiplini, etiği ve değerleri, ve bu ereğe varmak için kullandığı yöntemleri, teknikleri, araçları vardır. Bu yapısı ve kullanım araçlarıyla sosyal çalışma deprem ve benzeri doğal yıkım durumlarında da rol alır, işlev üstlenir.
Sosyal çalışma, Marmara depreminde, sadece deprem bölgesinde değil, depremden zarar gören yurttaşların gittikleri başka illerde de görev alarak onların da sorunlarının çözülmesi için hizmetler üretti. Sadece çadırkent ya da çadırköy denilen kamplarda değil, örneğin, depremin yaşanmadığı Antalya‘da kamu eğitim ve dinlenme tesislerinde de yerleştirilmiş 2000 dolayındaki depremzedenin depremin yarattığı sorun ve gerilimden uzaklaşmaları, eski sosyal yaşamlarına kısa sürede dönebilmeleri için çalışmalar yaptı. Depremi yaşayan ve etkilenen insanlarımızın her türlü etkinliklere katılımları yoluyla topluma yeniden uyumlarını öngördü. Benzeri çalışmalar başka illerimizde de var.
Sosyal sorunun olduğu yerde sosyal çalışma vardır.
Sorunların en kısa sürede çözülmesi ve aşılması için sosyal çalışma dinamik ve etkin bir çalışma yürütür. Kaynaklarla gereksinim sahipleri arasında arabuluculuk yapar, olanakların arttırılmasını gözetir. Salt çözüm üretmez, çözümler arar, salt kaynak dağıtmaz, kaynak yaratır, işbirliği yapar, iletişim kurar, eşgüdüm sağlar. Konuyla ilgili çalışacak takımın genişlemesi, resmi ve gönüllü kişi ve kuruluşların sayısının ve katılımlarının artması için etkin bir çalışma yürütür. Kamuoyu oluşturur, kamuoyu uyandırır, kamuoyunu harekete geçirir. Bütün bunları dinamik bir biçimde başarabilmek için çalıştığı konu üzerinde sürekli bilgi sahibi olur; bilgilerini yeniler.
Bu kılavuzu, Antalya’da yaşayan ve çeşitli sosyal hizmet alanlarında etkin olan bir grup sosyal çalışmacı hazırladı. Bunlardan bir kısmı da Marmara deprem bölgesinde belirli sürelerde gönüllü hizmetlere katılarak doğal yıkım durumlarında alan deneyimi kazanmış olan arkadaşlardı. Gerek meslek deneyimlerini, gerekse depremde yürüttükleri sosyal hizmet uygulamalarını ve uygulama sırasında yaşadıkları sorunları kağıda döktüler. Alanda çalışan 15 kadar meslek elemanına aynı alandan bir akademisyen katıldı; birlikte çalıştılar. Grup olarak düzenli aralıklarla beş toplantı yaptılar. Toplantılar saatler sürdü. Sonunda, kuramla uygulamanın bütünlüğünde bu özgün çalışma çıktı. Bu deneme, Türkiye‘de sosyal çalışma mesleği çerçevesinde ilkkez yapılıyor. Umuyoruz ki, yaşanan uygulamaların kağıda resmedilmesiyle uygulama ileride yaşanacak kuramsal üretime kaynaklık eder. Bu denemelerin artmasıyla, sosyal çalışma, zaman içinde, uygulamada kullanacağı mesleksel kuramları bizzat kendi toprağında yürüttüğü uygulamalardan çıkarmış olacak. Böylece, uygulama kurama desteklik yapmış oluyor. Buna da AKSUM, önayak olarak belirlediği amaçlarından birini gerçekleştirmiş oluyor.
Marmara deprem bölgesinde ya da Antalya‘daki depremzedelerin yerleştirildiği kamplarda görev alan sosyal çalışmacılar gelecek deneyimlerin kazanılmasında sıfırdan başlanılmaması için deneyimlerini bu kitapçıkla somutlaştırdılar. Bu da hizmetlerin ancak birikimsel çabalarla meslekleşebileceğinin güzel bir örneği.
Deprem durumunda kurtarma takımlarının görevi ençok beş gün sürer, ancak, sosyal çalışmacının görevi ilk beş gün içinde olmasının üstüne asıl daha sonra başlar.
Deprem ve diğer yaygın doğal yıkım durumlarında sosyal çalışmacının yapması gerekenler ve bu alanda verilen sosyal hizmetler anabaşlıklar halinde aşağıya çıkarılmıştır.
2 İlk Tavır ve İlk Adım
Deprem ya da bir başka doğal yıkımla ilk karşılaşıldığında olayın içinde ya da yakınındaki sosyal çalışmacıdan ilk beklenen paniğe girmemesidir. Bunun yolu da aynı anda kendisine gereksinim duyan insanların bulunduğunu düşünmektir.
Bu andan başlayarak ikinci adım ortaya çıkan paniği önleme çalışmalarına girişmektir. Çünkü panik diğer teknik ve sosyal çalışmaların başlamasını, sürdürülmesini ve başarıya ulaşmasını önler.
Yakın çevresinde düzeni sağlayan sosyal çalışmacı bir kurumda ya da kuruluşta görevliyse ilk fırsatta en kestirme yoldan görev yerine gider; kurumunun kendisine verdiği görevi üstlenir. Örneğin kriz merkezinde görevli ise kriz masasının kurulacağı adrese gider. Resmi göreve hazır duruma gelir.
Kriz masasının etkin ve düzenli çalışması için önlemler alır, düzenlemeler yapar, eşgüdümü gözetir.
Kriz masası üyeleri arasında ortaya çıkabilecek yetki ve etkililik katılıklarını gidermeye çalışır.
Kriz merkezine başvuran diğer sosyal çalışmacıların hizmetleriyle ilgili gereksinimlerini gidermenin yollarını arar.
Kriz masası için kaynak ve çözümler üretir.
Kriz masasına başvuran gereksinim sahiplerinin, depremzedelerin doğru kaynaklara ulaşmaları için danışmanlık ve destek hizmeti verir.
Doğal yıkımın insanlar arasında tahribata yolaçmadığı dönemlerde Valilik ya da çalıştığı kurumu bünyesinde düzenli deprem provası yapar, yaptırır. Görevlilerin yetkinliklerinin artırmasını erekler.
Bu hizmetlerinin yanısıra yıkıntılar arasından sağlam çıkarılan özel gereksinim gruplarına kılavuzluk eder, gerekenleri koruma altına alır.
Bütün bunların yanısıra öncelikle doğal yıkım durumlarında gerek zarar görenlerin, gerek ilgili kurum ve kuruluşların karşılaşabileceği sorun alanlarını belirlemeliyiz.
3 Sorun Alanları
Deprem bölgelerinde sosyal çalışmanın karşılaşacağı sorunlar iki kategoride ele alınabilir.
Bireysel sorunlar (bireyle ilgili sorunlar) ve kurumsal sorunlar (hizmetlerin işleyişiyle ilgili sorunlar)
Bireysel sorunlar, doğal yıkımı yaşamış ya da ondan etkilenmiş bireyi ilgilendiren sorunlardır. Bu sorunlar sırayla şunlardır:
Temel gereksinim maddelerinin yokluğu ya da eksikliği, ekonomik sorunlar, psikolojik sorunlar, eğitim sorunları, sağlık sorunları, hukuksal sorunlar, iş sorunları, ısınma sorunu, ulaşım/iletişim sorunları, boş zaman değerlendirme sorunları.
Kurumsal sorunlar, yani kurumların işleyişi ve hizmetlerin yürütülmesiyle ilgili sorunları da dört başlık altında topladık.
İlgili birimlerle iletişim ve eşgüdüm sorunları, yönetime katma ve katılma sorunu, kamplarda üretim sorunları ve yardımların dağıtımı ve yardım dağıtan kuruluşların eşgüdümü ile ilgili sorunlar.
Bu her iki kategorideki sorunlar birlikte bir bütün oluştururlar. Bu nedenle sosyal çalışma mesleği için herbirinin önemi birbirine eşittir.
3.1 Bireysel Sorunlar
Bu bölümde, doğal yıkımı yaşamış ya da etkilenmiş bireylerin belirlenmiş alanlardaki sorunlarının çözümü için sosyal çalışmacının yapması gerekenler başlıklar altında ele alınmaktadır. Sosyal çalışmacı karşılaştığı sorunun çözümü için bu başlıklar altında ele aldığımız hizmetlerin dışında da gerekli başka hizmetler üretebilir; üretmelidir. Burada belirlenen konular yapılması önem ve ivedilik taşıyan konular olarak tanımlanmıştır.
Ayrıca, bu kitapçıkta, depremzedelerin evlerinin yıkılmış ya da yıkılma riski altında oldukları için çadırköy, çadırkent, prefabrik ev, okul, kışla, stadyum, özel girişime ait turistik tesisler, kamuya ait eğitim ve dinlenme tesisleri gibi evleri dışında topluca yaşadıkları her yer kamp olarak kavramlaştırılmıştır.
3.1.1 Temel Gereksinim Maddelerinin Yokluğu ya da Eksikliği
(Bu başlık altında anlaşılması gereken temel gereksinim maddeleri yeme, içme, barınma, giyim kuşam, tuvalet, banyo, temizlik, kışın ısınma gibi insanın temel gereksinimleri ile ilgili maddelerdir.)
- Çalışılan yerleşimde bulunan depremze-delerin temel gereksinimlerinin belirlenmesi.
- Gereksinimlerin karşılanması için gerekli olan kaynakların belirlenmesi. (Bu kaynaklar resmi olabileceği gibi, yerel, özel ya da gönüllü kaynaklar olabilir.)
- Ulaşılabilen kaynaklardan temel gereksinim maddelerinin sağlanması.
- Gönüllü kişi ve kuruluşları parasal ve malsal yardım yapmaya özendirme çalışmalarının yapılması.
- Gereksinimlerin karşılanması sırasında ortaya çıkan aksaklıkların giderilmesi için kriz masasının bilgilendirilmesi ve takipçi olunması.
- Sivil toplum örgütlerinin her türlü bağışlarının organize edilmesi.
- Karşılanamayan gereksinimlerin kriz masasına, medyaya ya da kaynaklara iletilmesi.
- Temel gereksinim maddelerinin toplanması, depolanması ve dağıtılması ile ilgili olarak müdahil ve takipçi olunması.
- Yardımların sağlıklı dağıtımı için gerekli organizasyonun yapılması ve gerekiyorsa organizasyonda rol alınması.
3.1.2 Ekonomik Sorunlar
Yardıma muhtaç kişilerin saptanması.
- Acil ve uzun evreli gereksinim maddelerinin belirlenmesi.
- Parasal ve malsal yardımların sağlanması.
- Sosyal Yardım ve Dayanışma Vakıfları ile iletişim ve eşgüdümlü çalışma.
- Harçlık, sigara, çocuğa cep harçlığı, okul malzemeleri vb. sağlanması.
- Kamplarda yaşayanlar için belediyelerden ücretsiz otobüs kartı; ulaşımı olmayan kamplara otobüs servisi sağlanması.
- Yardım edecek kurum ve kuruluşların harekete geçirilmesi.
- Kaynak üretmek ve varolan kaynaklarla iletişim kurulması.
- Ekonomik sorunların giderilmesi yönünde çalışmaya gönüllü kişi ve kuruluşların ortaya çıkarılması, özendirilmesi.
- Memleketine gitmek isteyenler için şehirlerarası yol paralarının sağlanması.
- El emeklerinin pazarlanarak gelir sağlamalarına yardımcı olunması.
3.1.3 Sağlık Sorunları
- İl Sağlık Müdürlüğü, Tabipler Odası, Eczacılar Odası gibi kurumlarla ilişki kurarak ücretsiz sağlık hizmetleri için kaynak yaratılması.
- İlaçlarını elde etmede güçlüklerle karşılaşanların ilaçlarının ücretsiz karşılanması için destek hizmetleri.
- Gerektiğinde ilaç toplama kampanyalarının düzenlenmesi.
- Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı ve benzeri kaynaklardan depremzedelerin sağlık (araç, protez vb.) masraflarının karşılanması.
- Depremzedeler için kamplarda sağlık danışma saatlerinin düzenlenmesi
- İlaç bağışlarının sağlık birimince dağıtılmasını eşgüdümlenmesi (koordine edilmesi).
- Sağlık kabini olan kampın sağlık hizmetlerinden bu birimi olmayan kamp sakinlerinin de yararlanmasını sağlayacak düzenlemelerin yapılması.
- Kentteki gezici sağlık birimlerinin ivedi durumda kampa gelmelerini sağlayacak hazırlıkların yapılması.
- Sağlık, hijyenik, genel temizlik maddelerinin sağlanması.
- Çocukların rutin aşılarının izlenmesi ve yapılmasında sağlık birimlerinin harekete geçirilmesi ve eşgüdüm.
- Kampta bulunan ve sağaltımı hastanede yapılması gerekenlerin hastanelere ulaştırılmasına yardım.
- Kamplarda koruyucu sağlık önlemlerinin alınmasının proğramlanması, eşgüdümlenmesi, ve koruyucu hizmetlerin sürdürülmesinin sağlanması.
- Kamp sakinlerinin çevre sağlığı ve koruyucu sağlık konularında eğitilmeleri için eğitim proğramlarının düzenlenmesi.
3.1.4 Eğitim Sorunları
- Kamptaki okul çağı çocukların belirlenmesi.
- Okullara kayıtlarının yaptırılması.
- Okul harçlığı ve okul araçgereçlerinin sağlanması.
- Kampta ev ödevlerini yapabilmeleri için mekan ve öğretmen sağlanması.
- Okulda yemek sorunlarının ekonomik boyutu için kaynak yaratılması.
- Okula gidebilmeleri için servis sağlanması.
- Okul çocuklarının sosyal rehabilitasyonu için mesleksel çalışmalar yapılması.
- Bu arada kamptaki bütün çocukların sosyal sağaltım, sosyal rehabilitasyon ve sosyal uyumları için birebir ya da grup olarak çalışmalar yapılması.
- Okula giden çocuklarının ders başarılarının arttırılması yönünde çalışmalar yapılması.
- Okula girmeyen çocukların sosyal eğitimleri için projeler, proğramlar üretilmesi.
- Bölgede kreş ve çocuk kulübü gibi kurumların açılması ve işletilmesinin sağlanması.
- Okul öncesi çocukları için kampta eğitim ortamlarının ve olanaklarının sağlanması.
- Özel çocuk yuvaları, özel kreş, ve özel okulların ve ilgili kamu kurum ve kuruluşlarıyla işbirliği yapılarak gerektiğinde yararlanmak üzere desteklerinin sağlanması.
- Anasınıfı öğretmeni sağlanması.
- Kamplarda ana ve çocuk eğitimi proğramlarının düzenlenmesi.
- Özel eğitime gereksinim duyan çocuk ve gençlerin eğitim sorunlarının çözümü.
- Yaygın eğitim çalışmalarının organize edilmesi ve takipçisi olunması.
- Milli Eğitim Bakanlığı Halk Eğitim Merkezi ya da Belediye gibi kurum ve kuruluşlarca açılan meslek kurslarının isteklilere ücretsiz sunumunun sağlanması.
- Afetzedeler için vakıf, dernek, özel okul ve kişiler tarafından sağlanan burs, yatılı okul, meslek kursu ve başkaca olanakların ilgililere duyurularak katkıları için rehberlik edilmesi.
- Çeşitli sınavlara girecek çocuk ve gençlerin kurs alma olanaklarının yaratılması.
- Üniversite sınavına girecek gençler için üniversite hazırlık kurslarından ücretsiz olanak sağlanması.
3.1.5 Kültürel Sorunlar
- Aynı kampta farklı kültür grubundan olan bireylerin ve grupların birbirini tanımalarına, anlamalarına yardımcı olacak proğramlar düzenlemek, yöntemler uygulamak.
- Farklı kültürler arasında karşılıklı anlayışın geliştirilmesine, sürtüşmelerin ortaya çıkmamasına ya da ortadan kaldırılmasına yönelik her türlü çalışmaları sürdürmek.
- Kamp yöneticileri ya da çalışanları ile onlardan farklı kültüre sahip gruplar arasında karşılıklı anlayışın ve hoşgörünün geliştirilmesine yardımcı olmak.
- Karşılıklı anlayışın geliştirilmesi için birebir ya da grup toplantıları yapmak.
- Kampta genel olarak karşılıklı anlayış ve hoşgörü havasını oluşturmaya çalışmak.
3.1.6 Psikolojik Sorunlar
- Psikolojik sorunlarda destek ve yönlendiricilik hizmetleri,
- Konuyla ilgili hastaneler, psikiyatri klinikleri, Türk Tabipler Odası, Türk Psikoloğlar Derneği vb. gibi resmi ve gönüllü kurum ve kuruluşlarla iletişime geçerek uzman personel desteği sağlanarak sorun bölgelerine ya da sorunlu kişilere yönlendirilmeleri.
- Depremzedenin örselenme düzeyinin belirlenmesi ve gereken yardım kanallarıyla iletişim kurulması.
- Gereken depremzedelerin psikoloğa ya da psikiyatriste yönlendirilmeleri.
3.1.7 Hukuksal Sorunlar
- Gereksinimi olana avukat sağlanması.
- Baro temsilcisinin kampta haftalık hukuksal danışma toplantıları yapmasının düzenlenmesi.
- Kayıp insanlar için gaiplik kararı çıkarılmasına aracılık.
- Yıkılan evlerinin tazmini, miras, malullük, sigorta ile ilgili davalarda avukat bulma.
- Kooperatif borçlarının akıbetiyle ilgili hukuksal aracılık.
- Hak sahiplerine kira ve hasar yardımı ödemelerinin yapılmasında yol gösterme.
- Bankaların kredi olanakları konusunda kamp sakinlerinin bilgilendirilmesi için çalışmalar yapılması.
3.1.8 İş Sorunları
- Kamptaki meslek sahiplerinin belirlenmesi ve durumlarına göre iş bulma çalışmaları, aracılık hizmetleri.
- İş ve İşçi Bulma Kurumu ile eşgüdüm kurma ve birlikte çalışma,
- İş arayanların İş ve İşçi Bulma Kurumuna ve iş sektörlerine yönlendirilmeleri,
- İstihdam toplantılarının düzenlenmesi,
- Meslek formasyonu kazandırma çalışmaları,
- İş arayanlarla eleman arayanlar arasında iletişimin kurulması, organize edilmesi.
- İş ve İşçi Bulma Kurumu elemanlarının kampa gelerek hizmet vermelerinin sağlanması ve organizasyonu.
- Kamp sakinleriyle zaman zaman istihdam toplantılarının yapılması.
3.1.9 Isınma Sorunu
- Kamplarda ısınma sorunun çözümü için gerekli girişimlerde bulunulması.
- Konuyla ilgili olarak kamp yönetimini, kriz masasını, bağış kaynaklarını harekete geçirilmesi.
- Kampta ısınma sorunu çözülemezse kamp sakinlerinin yeni mekanlara tahliyeleri yönünde çalışmalara önayak olunması ve yürütülmesi.
3.1.10 Ulaşım/İletişim Sorunu
- Şoförler Odası ve Belediye gibi kuruluşlarla il içi ve il dışı ulaşım için işbirliğinin sağlanması. (Servis, belediye otobüsü, bilet sağlanması gibi konularda.)
- Kampçıların aileleriyle/yakınlarıyla telefonlaşmaları için olanak yaratılması; kamplara ücretsiz telefon hatlarının kurulması için girişimlerde bulunulması.
- İl dışı ulaşım için kaynak sağlanması.
3.1.11 Boş Zaman Değerlendirme Sorunları
- Gezici kitaplığın kamplara uğramalarının sağlanması,
- Depremzedelerin sinema, tiyatro, konser gibi kültürel etkinliklerden yararlanmalarının sağlanması,
- Kampa günlük gazetelerin alımı,
- Satranç, langırt, tavla, oyun kağıdı vb. gibi araçların kampa sağlanması ve bu alanlarda turnuvaların düzenlenmesi.
- Sportif etkinliklerin ve turnuvaların düzenlenmesi,
- Kampta yaşayanların kültürel etkinliklerin yaratıcısı durumuna getirilmeleri.
- Kamp sakinleri tarafından duvar gazetesi çıkarılmasının sağlanması.
- Sivil toplum örgütleri ile işbirliği yapılarak ortak kültürel ve sanatsal etkinliklerin düzenlenmesi.
- Kamp sakinlerinin el becerilerini değerlendirecek kursların düzenlenmesi.
- Gönüllü üniversite öğrencilerinin kampa çekilmesi ve kültürel ve sportif etkinliklerde rol almalarının sağlanması,
- Moral gecelerinin, özel günlerin, kamp sakinlerinin doğum günlerinin vb. programlanması ve kutlanması
- Eğitim toplantıları,
- Sohbet toplantıları.
3.2 Kurumsal Sorunlar
Kurumsal sorunlar olarak adlandırdığımız doğal yıkımla ilgili olarak çalışan her türlü kurum ve kuruluşun işleyişiyle ilgili karşılaşılan sorunlar anlaşılmalıdır.
1.1.1 Örgütlenme Sorunu
Örgütlenme sorunu kurumsal sorunların başında gelmektedir. Örgütlenmenin sağlıklı oluşturulmasında sosyal çalışmacının doğrudan rolü olmamakla birlikte diğer kurumsal sorunlarına kolayca aşılabilinmesi için örgütlenmenin baştan ilkeli tutulmasının önemine dayanarak bu maddeleri genel öneriler biçiminde buraya aldık.
- Kurumsal sorunların yaşanmaması ya da enalt düzeyde kalması için deprem öncesi ve sonrasında örgütlenmenin modeli ve yapısı konusunda titizlik gösterilmesi gerekmektedir.
- Oluşturulan kriz masasından başlayarak alt düzeye inen deprem çalışmaları örgütlenmesinde konularında yetkin, örgütlenme konusunda uzman ve çok disiplinli bir örgütlenmeye gidilmelidir.
- Kriz masasında resmi görevliler olarak Valilik temsilcisi, Sağlık İl Müdürlüğü, Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü, Milli Eğitim İl Müdürlüğü, Bayındırlık ve İskan İl Müdürlüğü temsilcileri, o kentte varolan üniversitenin Sağlık, Kültür, Spor Daire Başkanlığından bir temsilcisi yeralmalıdır.
- Krize müdahale edecek olan kriz masası kurulunda görev alacak görevlilerin krize müdahalede yetkili ve etkili olabilmeleri gerekmektedir.
- Kriz masasında sivil toplum örgütlerinden de bir/kaç temsilci bulunması gönüllü yardımların güvenle akışını sağlayacağından yararlı olacaktır.
- Kriz masasındaki görevlilerin çalışmalar başlamadan önce kısa bir süre depremle ilgili yönlendirme toplantısına alınmaları çalışmaları kolaylaştıracaktır.
- Kriz masasındaki görevlilere çalışmalarını hukuk, insan hakları, insanlar arasında hiçbir ayrım gözetmeden yürütmeleri gibi sosyal çalışma mesleğinin temel ilkeleri konusunda kurs verilmesi yararlı olacaktır.
- Örgütlerin çalışma planları ve proğramlarının nesnel (objektif) ve gerçekçi olarak hazırlanmasına özen gösterilmelidir.
- Kriz masasında sosyal çalışmacının da sosyal müdahalelerin meslek disiplini içinde yapılabilmesi, gerçek gereksinim sahiplerinin saptanması, yardımların insan onuruna uygun depolanması ve dağıtılmasının sağlanması, kriz masasına gelen aile ve bireylerin sorunlarının çağdaş mesleksel yöntemlerle çözüme kavuşturulması, yönlendirme, rehberlik ve danışma, ilgili birimler arasında, eşgüdümü sağlama ve kolaylaştırma, özellikle kriz masasının sosyal görevlerinin yerine getirilmesi vb. gibi etkin ve vazgeçilemez görevleri bulunmaktadır.
3.2.2 Doğal Yıkımla İlgili Birimler Arasında İletişim ve Eşgüdüm Sorunları
- Kriz masası ve valilik ilgili birimleriyle (daire ve bölge müdürlükleri) sürekli, düzenli ve işbirliğine dayalı iletişim kurulması, eşgüdümün sağlanması.
- Özellikle Sağlık İl Müdürlüğünden, sağlık ocaklarından vb. gelenlerle iletişim kurulması ve eşgüdüm sağlanması.
- İldeki Sağlık, Sosyal Hizmetler, Milli Eğitim, Bayındırlık ve İskan İl Müdürlükleri arasında iletişim kurulması ve eşgüdümün sağlanması.
- Sosyal çalışmacıların çalıştığı/çalışacağı ilgili kurum ve kuruluşlarla iletişim kurulması ve eşgüdüm sağlanması.
- Birey olarak bir sorunu için gelenlerle (evlatlık isteyen, yardım vermek ya da işçi bulmak isteyenler gibi) ilgili kurum ve kuruluşlar arasında iletişim kurulması.
- Gönüllü hizmet için uygun olan kişiler ve kuruluşlarla iletişim kurulması, eşgüdüm sağlanması.
- Sivil toplum örgütleri ve özellikle gönüllü kuruluşlar arasında iletişim kurulması ve eşgüdümün sağlanması.
3.2.3 Yönetime Katma ve Katılma Sorunu
- Kamp yaşamının katılımlı olarak (deprem-zedelerin katılımı) düzenlenmesi,
- Buna ilk adım olarak, depremzedelerin kendi aralarında seçeceği temsilciler aracılığıyla kamp yönetimi ve hizmetlerine katılımlarının sağlanması.
- Evlerin ve kampın temizliğinin örgütlenmesi, nöbet sisteminin kurulması,
- Yemeklerin yapımı (mutfak işleri), dağıtımı, servisi konularında görevlendirme ve nöbet çizelgesinin çıkarılmasının düzenlenmesi,
- Kamp yönetimi ile birlikte çalışarak kimi hizmetlerin kamp sakinleri için zorunlu olarak planlanması,
- Kampta yaşayan ve çalışan herkesin sosyal etkinliklere katılımının özendirilmesi,
- Kamp yönetimi, kamp personeli , uzman personel ve gönüllülerin periyodik olarak toplanmalarının sağlanması,
- Kamp sakinleri ile periyodik toplantılar,
- Kamp yönetimi ve çalışmalarda eşgüdümün sağlanması amacıyla kamp yönetimi, kamp sakinleri, uzman personelden oluşacak bir yankurulun (komitenin) oluşturulması.
- Kamp müdürü ile sağlıklı ve sürekli bir iletişimin kurulması ve sürdürülmesinin sağlanması.
- Yönetime katılma sürecinin ve işlerliğinin kamp yönetimi tarafından benimsenmesinin ve yürütülmesinin sağlanması çalışmaları.
- Kamp yöneticilerinin, çalışanlarının ve depremzede temsilcilerinin işlevlerini daha iyi yerine getirebilmeleri için eğitimden geçirilmeleri.
3.2.4 Kampta Üretim Sorunları
- Kampta el ürünleri ve hediyelik eşya üretilmesinin özendirilmesi (yerinde üretim).
- İlkyardım kursları düzenlenmesi.
- Kadınlara hizmet götüren resmi ve gönüllü kurum ve kuruluşlarla işbirliği ve birlikte çalışma olanaklarının yaratılması.
- Kampta el ürünlerinin, hediyelik eşyaların pazarlanması için düzenlemeler yapılması.
- Kampta yaşayanlara destek amacıyla kampta yapılacak parçabaşı iş bulunması.
- Kampta elişleri için araçgereç sağlanması.
- Her türlü üretim olanaklarının araştırılması, saptanması ve sunulması.
- Kamp sakinlerinden meslek elemanları olanların meslekleriyle ilgili olarak kampta üretici duruma getirilmesi (kampta berberlik, poğaça yapım ve satımı gibi).
3.2.5 Yardımların Dağıtımı ile İlgili Sorunlar
- Yardımların insan onuruna uygun bir biçimde depolanma ve dağıtılmasına her aşamada özen gösterilmesinin sağlanması.
- Varolan eşgüdümün ya da eşgüdümsüzlüğün izlenmesi, gözlenmesi, sorunların ivedi olarak kriz merkezine ya da ilgili makama iletilmesi.
- İvedi gereksinim maddelerinin saptanması, kriz masasına ve medyaya duyurulması.
- Yardımlarla ilgili kayıt sisteminin kurulması ve işlemesinin sağlanması.
- Yardım dağıtımı ile ilgili olarak kart sisteminin geliştirilmesi.
- Gelen yardım malzemesinin depolama sorunlarının çözümüne katkı sağlanması.
- Yardım depoları arasında eşgüdüm ile yardım gereçlerinin dengeli dağıtımı için müdahale.
- Yardımların sokakta rastgele dağıtılması yerine belirli merkezlerden dağıtılmasına özen gösterilmesine dikkat çekilmesi.
- Depremle ilgili harekete geçirilen kaynaklardan gerçek gereksinim sahiplerinin yararlanmaları için titizlik gösterilmesi; yardımların yanlış kişilere gitmesini engelleyici önlemlerin alınması.
- Kamp personelinin konuyla ilgili yönlendirilmeleri.
4 Doğal Yıkım Durumlarında Sosyal Çalışmacıların Genel Olarak Görevleri
- Sosyal çalışmacı doğal yıkımlarla ilgili olarak planlama, eşgüdüm, yürütme, uygulama ve denetleme süreçlerinde etkindir.
- Kurtarılanların ilkyardım merkezlerine, hastanelere, bakım merkezlerine, toplama parklarına aksama olmadan aktarılmaları çalışmaların planlı sürdürülmesine katkı yapar.
- Sosyal çalışmacı, birçok görev arasında, kayıp arama hizmetini düzenler.
- Depremzedelerin iskanı konusunda yönlendirici olma ve karar verme süreçlerini kısaltıcı destekleri verir.
- İlk yoğun çalışma dönemi atlatıldıktan sonra bir yörede çalışan sosyal çalışmacılar akşamları biraraya gelerek durum değerlendirmesi yaparlar. Gelecek çalışmaların daha etkili olması için bu değerlendirmeler önemlidir.
- Durum saptama fişi, aile durum formu, sosyal inceleme formu, değerlendirme formu, sosyal tarama formu vb. gibi ne tür form gerekiyorsa geliştirir.
- Depremzedelerin yaşadığı yerleşimlerde sorunların gerçekçi bir biçimde saptanmasını gerçekleştirir.
- Sorunları yaşayanların bilgilendirilmesini, sorunları üzerine bilinçlendirilmelerini ve sorun sahiplerinin sorunların çözümüne katılımlarını sağlar.
- Yerleşimlerdeki sorunlar üzerine kamuoyu oluşturma çalışmaları yapar.
- Yerel ve ulusal düzeyde deprem politikalarının geliştirilmesi yönünde ilgili makam ve merkezleri özendirir, harekete geçirir ve kendilerine katkı verir, katkı sağlar.
- Genelde doğal yıkım, özelde deprem konusunda sosyal politikaların değiştirilmesi ve geliştirilmesine destek olur, bu konuda ilgili makamlar üzerinde uyarıcı rol oynar.
- Devlet kaynaklarının harekete geçirilmesi, resmi hizmetlerin düzenli olması için organizasyonlara müdahale ve uyarı görevinin yerine getirir.
- Depremzede birey ve ailelerin devlet karşısında savunuculuğunu yapar, haklarının gözetilmesi, elde edilmesi ve hakları konusunda bilgi sahibi kılınmalarına ortam hazırlar.
- Danışmanlık hizmetleri.
- Bilgilendirme hizmetleri.
- Toplum kaynaklarını harekete geçirir.
- Bu kapsamda gönüllülerin ve gönüllü örgütlerin motive eder.
- Kampta ortaya çıkabilecek din, dil, ırk, etnik grup vb. ayrımlara dayalı oluşumları sosyal önlemler yoluyla önlenmesi ya da ortadan kaldırılmaya çalışılmasında rol alır.
- Varolan durum ve gereksinimlere göre çeşitli proje ve kampanyalar düzenlenmesi ya da düzenlenmesine rehberlik eder.
- Meslek yöntemleri kullanılarak depremze-delerin sorunlarının çözümüne yönelik çalışmalar yapar.
- Doğal yıkımlarla ortaya çıkan sosyal durum ve doğal yıkımın sosyo-psikolojik, ekonomik, kültürel vb. sonuçlarıyla ilgili olarak sosyal araştırmalar yapılması ve bu yolla, doğal yıkım alanında sosyal çalışma mesleğinin verimli hizmet modelleri geliştirmesine yarayacak bulgular ortaya çıkarmaya çalışır.
- Kriz masasında mesleksel boyutlu hizmetlerin yürütülmesi için ortam yaratır, destek hizmetleri sağlar.
- Sosyal yardım ödemelerinin incelenmesi ve dağıtımında rol alır.
- Çocuklar, yaşlılar, özürlüler gibi özel gereksinim gruplarına verilecek hizmetlerin yürütülmesi ve sorunlarının kısa sürede aşılması için kılavuzluk yapar.
- Deprem sorunları ve başka çeşitli konular üzerine söyleşiler. toplantılar düzenler.
- Kamp yaşamına depremzedelerin katılımının sağlar.
- Gönüllü çalışabilecek ya da işletmelerinden geçici görev ya da izin yoluyla ayrılıp çalışabilecek sosyal çalışmacıların devreye sokar.
- Korunmaya muhtaç çocuk, koruyucu aile, evlat edinme işlerinde rehberlik yapar.
- Özürlülerle ilgili sağlık raporlarının, kimlik kartlarının çıkarılması için çaba harcar.
- Depremle ilgili gelişmeler konusunda bilgilendirme için bildiri, bülten, duvar gazetesi vb. yayınların yayınlanmasına önayak olur ve bunun için gerekli organizasyonu yapar.
- Kamp personelinin deprem ya da diğer doğal yıkım durumlarında insan psikolojisi, sosyal destek anlayışı vb. gibi konularda bilgilendirilmesi, motive edilmesi, konuyla ilgili özgül (spesifik) öneğitimden geçirilmesini düzenler, eğitim verir.
- Kamp müdürü ve personeliyle kamptaki uygulamalar ve sorunlarla ilgili olarak haftalık değerlendirme toplantıları yapar.
- Sosyal önlemler: Tüm kuruluşların desteği istenmelidir.
- Çeşitli çalışma alanlarına yönelik olarak birinci bölümde sayılan tüm görevler.
5 Depremzede Kamplarında Sosyal Çalışmacı
- Depremzede kampları için ana sorunlardan biri kaç kişilik kampta kaç sosyal çalışmacının görevlendirileceğidir.
- Bunun ideal sayısı kampta yaşayanların sayısına ve sorunların ve işlerin yoğunluk oranına bağlıdır.
- Bir doğal yıkım durumunda istenen sayıda meslek elemanı bulunması ve görevlendirilmesi kolay olmayabilir.
- Bu durumda o kampa giden sosyal çalışmacının yanına meslekten ya da dışardan gönüllülerin bulunarak takviye yapılması gerekli olabilir.
- Hele ki akşamları da o kampta çalışmanın önemi kavrandığı zaman iki vardiya durumunda çalışacak sayıda, yani iki vardiyada enaz iki sosyal çalışmacının görev yapması gerekli olacaktır.
- Sosyal çalışmacının kampta kalıp, orada yaşayıp depremzedelerle birlikte yaşamaları önemlidir.
- Öteyandan, deprem psikolojisi kampta uzman personelin çalışmalarını güçleştirebilir de kolaylaştırabilir de. Uzman bu noktayı ilk günlerde netleştirmeli, olumsuz etkenleri olumlu işleme yönünde etkilemelidir.
- Depremzede kamplarında çalışan sosyal çalışmacılar ve diğer sosyal meslek elemanları için Devlet Memurları Kılık Kıyafet Yönergesine uygun giyim koşulu aranmamalıdır. Buna uyulduğu taktirde duruma, ortama uygun davranılmamış olacak, depremzedelerle istenen iletişim kurulamayacaktır.
- Kampta yaşayanların durumlarını saptama çalışmalarının yapılması.
6 Sonuç
Sosyal çalışmacının yaptığı tüm çalışmalar;
- kamp yaşamını kolaylaştırmaya,
- depremzedelerin korkularını yoketmeye,
- yaşamın olağan akışına uyum göstermelerine, onları yaşamın içine çekmeye,
- kampı geceleme, barınma yeri yani bir depo olmaktan çıkarıp yaşanası bir ortam kılmaya,
- yitirdikleri varlıklarını ve kazançlarını yeniden sağlamalarına,
- ellerindeki olanaklarla mutlu yaşama psikolojisini kazandırmaya ya da
- kampı kendi istekleriyle terketme noktasına biran önce gelebilecek kadar hızlı bir biçimde kendilerini toparlamalarına ve kendikendilerine yeterli duruma gelmelerine yardımcı olmaya
yöneliktir.
Sonsöz
- Yukarıda dökümlenen görevleri sosyal çalışmacı takım çalışması anlayışı içinde yapar.
- Bu takım, sosyal çalışmacının psikoloğ, eğitmen, öğretmen, rehber öğretmen, doktor, hemşire vb. gibi diğer sosyal meslek elemanlarıyla oluşturduğu takımdır.
- Bu takım, salt diğer sosyal meslek elemanları ile oluşan takım değil, çalıştığı alanda ve birimde aynı biçimde görevlerini yapan devlet, hükumet ve resmi görevlilerle dizgeli bir uyum içinde çalışmasıyla oluşturduğu takımdır.
- Bu takım, salt çalıştığı alanda ve birimde aynı biçimde görevlerini yapan devlet, hükumet ve resmi görevlilerle dizgeli bir uyum içinde çalışmasıyla oluşturduğu takım değil, aynı zamanda kampta ya da doğal yıkım çevresinde bulunan diğer sosyal çalışmacılarla oluşturmak zorunda olduğu takımdır.
- Bu takım, salt kampta ya da doğal yıkım çevresinde bulunan diğer sosyal çalışmacılarla oluşturduğu takım değil, gerektiği zaman konuyla ilgili çabalar içinde olan gönüllüler ve yerel önderlerle oluşan doğal bir takımdır.
- Sosyal çalışmacı, görüldüğü gibi bir takımlar bütünlüğü içinde, takımlar harmonisi içinde çalışır.
- Çünkü, sosyal çalışmacı toplum için, toplum içinde ve toplumla birlikte çalışır. Toplumla çalışma yapar. Mesleksel hizmet süreci içinde yaptığı bireyle, grupla ve aileyle çalışma bir bütünün parçaları olarak toplumla çalışmanın içinde erir.
- Bütün takımlarla çalışmalarında olduğu gibi bütün yöntemleri de, sosyal çalışmacının, bir bütünlük içinde toplumsal çalışmaların içinde erirse, başarıya ulaşır.
Kitapçıkta, bütün bu bilgilerden sonra, bu kitapçığın düzenlenmesinde önayak olan Akdeniz Üniversitesi Sosyal Hizmetler Eğitim, Araştırma ve Uygulama Merkezi de (kısa adıyla AKSUM) doğal yıkımlarda, depremlerde görev alabilecek bir kuruluş olarak benimsenmiş, bu durumlarda AKSUM’a düşen görevler de sıralanmıştır. Bu bilgileri, sizlerin, çalıştığınız ya da sosyal arenada çalışmayı düşlediğiniz ya da çevrenizdeki benzer kuruluşlara bir deprem, bir doğal yıkım durumunda, bir acil – sosyal – sağlık hizmetlerinde nasıl bir işlev yükleyebileceğiniz konusunda ışık tutması için son olarak buraya alıyorum. Bu okuyacaklarınızın başına AKSUM yerine bir başka yakın ilgili kuruluşun adını koyduğunuzda benzer işlevlerle karşılaşmanız kolaylaşacaktır. Kuşkusuz, AKSUM’un bir akademik, bir eğitim, araştırma ve uygulama amaçlı kurulan bir kuruluş olduğunu unutmadan…
Deprem Gibi Doğal Yıkım Durumlarında AKSUM’a Düşen Görevler
Çalışma grubu tarafından doğal yıkım durumlarında AKSUM’a düşen görevler de belirlendi. Bunlar da ek olarak aşağıya alıyoruz. Her kentte bir bilimsel kuruluşun aynı işlev ve görevleri üstlenmesi hizmetlerin bütünlüğü ve sağlıklı işlemesine katkı açısından iyi olabilir.
- AKSUM Antalya’daki kriz merkezinin sosyal kanadı olma işlevine hazırdır.
- Doğal yıkım durumları için sosyal çalışmacıların görev tanımlarını yapmak.
- Hizmetlerde eşgüdüm ve rehberlik.
- Kamplarla valilik arasındaki eşgüdümü sağlamak.
- Depremzedelerin bulunduğu kampların müdür ve diğer yetkilileriyle hizmetleri kolaylaştırmaya ve verimliliği arttırmaya yönelik ortak toplantılar.
- Deprem ve kamp kültürünün yaratılması yönünde çalışmalar.
- Sosyal çalışmacıların görev alanlarına düşen konularda görevlendirilmeleri için ilgili makamlarla çalışmalar.
- Sosyal çalışmacıların görev alanlarının saptanması, eşgüdüm ve yönlendirilmeleri.
- Gönüllü sosyal çalışmacılara ulaşma, iletişim geliştirme, sözkonusu olaya yönelik harekete geçirme.
- Diğer sosyal mesleklerin konuyla ilgili eşgüdümü.
- Süpervizyon kaynaklarının harekete geçirilmesi ve hizmetin gerçekleştirilmesi.
- Kriz merkeziyle sürekli işbirliği.
- Sözkonusu doğal yıkımla ilgili bilgi, belge ve kaynakların toplanması, bilgisayar ortamına alınması, korunması, arşivlenmesi ve kullanıma sunulması.
- Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ve diğer işbirliği yapılacak resmi kurumlarla ilişki kurma ve işbirliği.
- Sivil toplum örgütleri ile ilişki ve işbirliği ve gönüllü kişilerin yönlendirilmeleri ve eşgüdümü.
- Doğal yıkım akademik çalışma grubu oluşturma.
- Konuyla ilgili resmi, yerel, gönüllü ve özel kaynakların ad, adres ve telefonlarını derleme; kullanıma sunma.
- Varolan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı formu ile diğer formların toplanıp incelenerek sosyal hizmetlere uygun tek bir form geliştirme.
- Aile kartı çıkarma.
- Medya ile ilişkiler.
- İlgililer arasında düzenli geribildirim toplantıları.
- Konuyla ilgili yazılı materyal üretilmesi.
- Depremde alınacak sosyal önlemlerle ilgili olarak kitapçık çıkarmak.
- Depremle ilgili sosyal araştırmalar yapmak.
- Uzman personelin düzenli olarak kampları dolaşarak ilgili olduğu konularda aydınlatıcı konuşmalar yapmalarını düzenlemek.
- Depremle ilgili olan il müdürlükleri arasında eşgüdümü kolaylaştırıcı çalışmalar yapmak.
- Akdeniz Üniversitesinde okuyan depremzede öğrenciler için gerekli müdahaleler.
- Deprem bölgelerinden gelen yurt öğrencilerinin yaşamlarının kolaylaştırılması için sosyal çalışmalar.
- Konuyla ilgili olarak sosyal çalışmacılar arasında bilgi alışverişi, iletişimi ve bilgilendirme toplantıları, seminerler.
- Kamp personeline, il müdürlükleri personeline, diğer uzman personele (sosyal meslek elemanlarına), diğer kentlerdeki sosyal çalışmacılara vb. yönelik bilgilendirme ve yönlendirme toplantıları.
- Kamp personelinin öneğitimden geçirilmesini sağlamak.
- Haftada bir yarım gün uzman personelin ve kamp personelinin birarada toplantı yapmalarını sağlamak.
- Sosyal önlemler: Tüm kuruluşların desteği istenmelidir.
Görüldüğü gibi kitapçıkta depremde sosyal çalışmacının rol ve işlevleri her boyutuyla başlıklar halinde sıralanmıştır. Böyle bir kılavuzun çoğaltılarak yayılması durumunda toplumda yaşanan zor anlarda hem sosyal çalışmacılara ne yapacaklarına dair yol gösterecek, hem de sosyal çalışma mesleği ve bu mesleğin çalışmaları hakkında ilgilenen herkes için bilgi kaynağı olacaktır.
[1] Kitapçık Akdeniz Üniversitesi Sosyal Hizmetler Eğitim, Araştırma ve Uygulama Merkezi ile Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Akdeniz Bölgesi Şubesinin ortak çalışması olarak Akdeniz Üniversitesi tarafından bastırıldı. Kitapçığın hazırlanmasında takım çalışmasına katılanlar: Doç. Dr. İlhan Tomanbay, Vildan Dönmez, Semra Yeniova, Ayhan Yazırlıoğlu, Kıymet Ulutaş, Adem Akyürek, Hüseyin Bozdağ, Mustafa Kızılkaya, Ayşegül NAs, Abdil Karataş, Mustafa Tonga, Sündüz Akay, Sultan Yılmaz, İsmail Tufan, Emine Ayık, Nalan Yaycıoğlu.