FEDERAL ALMANYA`NIN SOSYAL POLİTİKASINDA GÖRME ÖZÜRLÜLERİNİN YERİ


Doç. Dr. İlhan TOMANBAY
Hacettepe Üniversitesi
Sosyal Hizmetler Yüksekokulu

İçindekiler
1                    Giriş
2          Avrupa’da ve F. Almanya’da Görme Özürlüleriyle İlgili Özet Tarihçe
3          Federal Almanya’da Özürlülere Yaklaşım
4          F. Alman Yasalarına Göre Görme Özürlü Kimdir?
5          F. Almanya’da Görme Özürlülerine Sağlanan Haklar ve Götürülen Hizmetler
5.1       Sosyal sigorta ve sosyal koruma hizmetleri
5.2       Sosyal bakım hizmetleri (sosyal hizmetler)
5.3       Sivil Girişimlerin Görme Özürlülerine Verdiği Hizmetler
5.4       Görme Özürlüler İçin Danışma Hizmetler
5.5 Görme Özürlüler İçin Yürütülen Diğer Sosyal Etkinlikler
5.6       Görme Özürlüler İçin Meslek Eğitimi
5.7       Körler İçin Kütüphane
5.8       Görme Özürlülerine Hizmet Veren Takım
6          Sonuç ve Değerlendirme

Ek: F. Almanya’da Görme Özürlüleriyle İlgili Üç Kuruluşun Tanıtımı
1 Hamburg Körler ve Görme Engelliler Derneği (Blinden- und Sehbehindertenverein Hamburg e.V.)
2 Senator-Ernst-Weiß-Haus
3 Görme Özürlülerin Rehabilitasyonu ve Uyumu İçin Enstitü (Institut für Rehabilitation und Integration Sehgeschädigter (IRIS) e.V.)


Yararlanılan Kaynaklar

1  Giriş

Bütün dünyada ortak gözlemin ortaya çıkarttığı bir durum vardır. Bir ülkenin özel gereksinim gruplarına, bu anlamda, örneğin, özürlülerine genel ve kamusal boyutta gösterdiği duyarlık ve ilgi o ülkenin ekonomik ve kültürel gelişmişlik düzeyiyle sıkıca bağlantılıdır. Dünya ölçeğinde gelişmiş ülke kategorisine giren ülkeler özürlülerine ve diğer korunmaya muhtaç yurttaşlarına dizgeli, düzenli ve sürekli hizmetler sunan ülkelerdir.

Kır kültürünün yaşattığı özel gereksinim gruplarına saygı bireysel ya da yerel boyutta kalırken, gelişmiş sanayi ülkelerinde bireylerin ve mahallelinin hayır duygularını ve çabalarını aşan bir gelişme görülmektedir. Konuya devlet sahip çıkmakta ve özel gereksinim gruplarına gereken hizmetleri bizzat devlet düzenlemekte ve yürütmektedir.

Bu olgunun ve hizmetlerin gelişmişlik düzeyi o ülkenin gelişmişlik düzeyinin göstergesi olmaktadır.

Türkiye 1923 yılında Cumhuriyet ve yeni bir toplumsal yaşam modeline geçerken toplumdaki özel gereksinim grupları için de resmi boyutta önlemler almaya başlamış; ancak bu hizmetler her gereksinim grubu için aynı zamanda başlamamıştır. Bu çerçevede, özürlüler daha çok ve daha uzun süre kır kültürünün koruyuculuğuna bırakılmış; özürlülerin büyük ailede bakım ve korunmaları ise devletin bu insanlara dizgeli düzenli devlet yardımlarını götürmesini geciktirmiştir[1].

Yıllar içinde devletin özürlü yurttaşlar için yaptığı ilk yatırım onların eğitimleri olmuş, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak özürlüler için okullar açılmıştır.

1963 yılında Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı’na bağlı olarak kurulan Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğü bünyesinde özürlülerin sorunları için de bir birim oluşturulmuştur.

Ancak bu hizmetler Türkiye’de özürlülere yaygın olarak devletin koruyucu şemsiyesinin ulaşmasına yetmemiştir. Örneğin özürlüler için genel bir sigorta ya da tüm özürlüleri kapsayacak özel koruma önlemleri geliştirilememiştir.

Buna örnek gösterilebilecek, eski hükümlü ve özürlülerin işyerlerinde belli oranlarda işlendirilmeleriyle ilgili olarak çıkarılan tüzük gerek izlenme gerek yaptırım boyutlarında aksamalardan ötürü amacına ulaşamamış; işyerleri özürlülerin 100 işçiye iki özürlü oranında bile işlendirilmelerine sıcak bakmamışlardır. Böylece tüm Türkiye’ye hitap eden bir yasal düzenleme uygulamada amacına ulaşamamış, özürlülerin iş sahibi olmalarına yetmemiştir.

Türkiye, özürlülere kamusal hizmetler konusunda feodal devlet yapısı ve kır kültürü ile sanayi kültürü ve çağdaş devlet modelleri arasında bir yerlerde bulunmaktadır. Kuşkusuz gelişme, toplumun gelişme çizgisine koşut olarak devletin özürlülerine tam anlamıyla ve her boyutuyla sahip çıkacağı bir noktaya doğru ilerlemektedir. Bu süreci, Altı Nokta Körler Derneği ve Altı Nokta Vakfı’nın değerli çalışmaları, kendini sorumlu gören diğer kurum ve kuruluşlar ile kamuoyu oluşturma noktasında olan duyarlı yurttaşların çabalarının kısaltacağı umuduyla bu sempozyum için bana verilen konuya giriyorum.

2  Avrupa’da ve F. Almanya’da Görme Özürlüleriyle İlgili Özet Tarihçe

Körlerin örgütlenmelerinin ilk örnekleri Avrupa’da önceki yüzyılın ilk yarısına değin uzanıyor. Daha önceleri körler ailelerine bağımlı durumdaydılar. Yani büyük aile içinde yaşıyorlardı. Sanayileşme ve büyük ailenin 19. Yüzyılın ilk yarısında sosyal sonuçlarını gösterecek denli çözülmesi körlerin de biraraya gelerek örgütlenme zorunluğunu doğuruyor.

Avrupa’da ilk körlere yönelik eğitim kuruluşu 1784 yılında Paris’te kuruluyor. Bunu 1791 yılında İngiltere’de Liverpool izliyor. 1804 yılında Viyana’da “Körlerin babası Klein” ilk körler okulunu kuruyor. 1806’da bunu Berlin’de açılan okul izliyor. Almanya’nın yedinci körler okulu (körler eğitim merkezi) 1830’da Hamburg’da açılıyor.

Bugün Almanya’da varolan körlerle ilgili eğitim kuruluşları 1860 yılından önceye dayanıyor. Bu konuda böylesi erken uyanmanın ve örgütlenmenin bir gerekçesi ailenin çözülmesi ve özürlülerin bağımsızlaşması ise bir başka nedeni de o dönemde insana yönelik aydınlanmanın başlamış olmasına bağlamaktır. Her insanın eğitime yetkin oluşu ve eğitim hakkına sahip olduğu anlayışı özürlüleri de başlangıçtanberi kapsamına alıyor. Toplumun gerekli bir parçası olmak için, insan, eğitimden geçmelidir. Bu anlayış tüm özürlüleri de kapsayan bir anlayış olmaktadır.

Özürlüler, özellikle sağırlar ve körler için eğitim kuruluşlarını kurmak için birçok filantropist (insansever) harekete geçiyor. “Aydınlanan monarşi” döneminde Hamburg’da tüccarlar, din adamları ve doktorlar ve bunların oluşturduğu mason locaları bu konuda girişimleri başlatıyorlar. 1807’de Breslauer’de açılan Körler Kurumunun müdürlüğüne bir kör, Johann Knie atanıyor. Knie o yıllarda Almanya’yı baştanbaşa dolaşarak diğer kör ve sağır kuruluşlarını ve bu arada yetiştirme yurdu iş yurtlarındaki görme özürlülerini bir anlayış etrafında örgütlemeye çalışıyor. Birarada körlerin hangi işlerde başarılı olabileceklerini tartışıyorlar. Bir liste çıkarıyorlar. Bu listedeki işyerlerine giderek buralarda körlerin de çalışabileceklerini anlatıyorlar ve körleri belirli iş alanlarında yerleştirmeye başlıyorlar.

Bu girişimlerin bugün kurumsal olarak uzantılarını görmekteyiz. Bugün de özellikle santral ve bilgisayar operatörlüğü, sekreterlik, halkla ilişkiler danışmanlığı, sosyal çalışmacılık gibi mesleklerin listesi çıkarılarak resmi kurumlara bildiriliyor ve körlerin bu alanlarda çalıştırılması için kamuoyu oluşturulmaya çalışılıyor.

19. Yüzyılda kurulan derneklerden bugün hala ayakta olanlar var.

3 Federal Almanya’da Özürlülere Yaklaşım

Federal Almanya Dünya’da 18. Yüzyıl sanayi devrimini yaşayan, dolayısiyle, sanayileşme ve buna bağlı olarak kentleşme sürecini en erken tamamlayan; ve buna bağlı olarak da özel gereksinim gruplarına kamusal ilginin en erken gösterildiği birkaç devletten biridir[2]. Sosyal güvenlik önlemlerinin ilkkez yaşama aktarıldığı ülkedir ve 1844 yılında ilk hastalık sigortası Bismark döneminde Almanya’da kurulmuştur. Bunu diğer sosyal sigorta dalları izlemiş ve bu halkaya diğer sosyal güvenlik önlemleri katılmıştır. Örneğin daha Ortaçağ’da bir çeşit yetiştirme yurtları (Zuchthäuser) ile kente gelen köy çocuklarının bakımları ile aynı bakım kurumlarında sanayiin gereksinimi olan bir biçimde eğitilmelerine başlanışmıştı.

Özürlülere yaklaşım birkaç noktada odaklanır:

  • Gelişen sanayi kültüründe bireyleşen insan değer kazanır. Birey olarak insanın sanayi kültüründe kazandığı değerin, özürlü insan, dışında kalamaz, o da toplumsal varlık (birey) olarak değerlenir ve değerlidir. Bu nedenle devlet “özürlü yurttaşı için de” her özgür bireyine verdiği hizmetleri vermek zorundadır.
  • Sanayi toplumunda birey yalnızlaşmıştır. Birincil toplumsal desteklerini yitirmiştir. Özürlü de aynı kaderi paylaşmış, o da yalnızlaşmıştır. Ancak, toplum içinde yalnızlaşan özürü olmayan birey yalnız olarak yaşamını sürdürebildiği halde yalnızlaşan özürlü tekbaşına yaşamını sürdürmekte güçlük çekmeye başlamıştır. Yalnızlaşma ve bireyselleşme sürecinde yanında kendisine bakacak kimsesi kalmayan ve yardıma gereksinimi olan özürlüye devlet yardım etmek zorunda kalmıştır ve bu nedenle özel hizmetler geliştirmiştir. (İkincil toplumsal kurumlar).
  • Kapitalizmin (a) işgücü gereksinimini karşılayabildiği boyutta özürlü de karşılayacaktır; bu nedenle bakımı ve eğitilmesi gerekmektedir. (b) Üretim sürecinde yeralmayan özürlü ailesine ve giderek sisteme yük ve ayakbağı olmaya başlamaktadır. Onların devletçe bakımları onların üretim sürecini aksatmalarının önüne geçeçeği için devlet onların bakımını üstlenerek onlara bakan aile bireylerinin üretim gücünden kesintisiz ve sorunsuz yararlanmayı hedeflemiştir. Özetle: (a) Özürlüyü üretici yapmak; (b) özürlüye bakanların üretimdeki verimini yükseltmek için özürlülerin yükünden kurtarmak.
  • Son olarak: Kültürel bakımdan gelişen sanayi devleti güzel ve insani bir kentsel fotoğraf sunabilmek için özürlülerini koruma altına almak zorunda kalmıştır. Çünkü yalnızlaşan ve sokakta kalan özürlülerin sokaklarda oluşturduğu manzaralar toplumsal vicdanı ve giderek kamu vicdanını yaralamaya başlamıştır.

Bu gerekçelerle özürlüleri kamusal koruma şemsiyesi altına alan devletlerden biri olan Almanya bugün sosyal devlet modelinin en iyi işlediği birkaç devletten biri olarak kabul edilir. Bu sosyal devletin genelde özürlülere, özelde – konumuz olan – görme özürlülerine – yaklaşımını ve nasıl bir koruma ve hizmet sağladığını şimdi maddeler altında görelim.

4  F. Alman Yasalarına Göre Görme Özürlü Kimdir?

“Ağır Engelliler Yasası”na (Schwerbehindertengesetz – SchwbG)[3] (Parağraf 1) göre ağır engelli, engelliliği en az % 50 oranında olandır. Engelliliği % 50’nin altında olanlar engellilerle ilgili yasaların koruması altında yeralmaz.

Bu % 50 engellilik görme özürlüler için de aynıdır. Federal Sosyal Yardım Yasası’na göre (Bundessozialhilfegesetz – BSHG) (Parağraf 24) kör, sadece görme ışığını tamamen yitiren insan değil, en iyi durumdaki gözün görme yeteneğinin en çok % 50 olan kişi; ya da başın karşıya doğru bakması durumunda gözlerin sol sağ, yukarı ve aşağıya bakış açısı, gözleri % 50 oranda görme özürlü olanlar derecesinde sınırlı olandır. Bu ölçülerin altında görme özrü olanlar yasanın getirdiği özel önlemlerden yararlanma hakkına sahip değillerdir.

5  F. Almanya’da Görme Özürlülerine Sağlanan Haklar ve Götürülen Hizmetler

Görme özürlülere götürülen hizmetlerin en kalıcısı ve rutinleşmiş olanı insanların yaşadıkları mekanın bedensel özürlülere ve görme özürlülerine uygun düzenlenmiş olmasıdır. Kaldırımlar alçaktır ve bitimlerinde gerek tekerlekli sandalyeli olanların gerek gözleri görmeyenlerin rahat gidebilecekleri eğimler (rampalar) yapılmıştır. (Aynı düzenek çocuk arabalı aileler için de kolaylaştırıcıdır.) Trafik lambaları görmezler için sesli sinyallidir. Belediye otobüsleri ve tüm diğer ulaşım araçları gelinecek durakları duyurmaktadır. (Aynı duyma özürlüleri için gelinecek durak adlarının ışıklı bir tabloda yazıldığı gibi.) Kamu ve genel binalara girişte eğimli geçişler ve özürlü tuvaletleri vardır. Bu fizik düzenlemeler Ağır Engelliler Yasasında öngörülmüştür.

Şimdi görme özürlülere götürülen diğer hizmetleri iki ana bölümde ele alabiliriz.

  • Sosyal sigorta ve sosyal koruma hizmetleri.
  • Sosyal bakım hizmetleri (sosyal hizmetler).

5.1  Sosyal sigorta ve sosyal koruma hizmetleri

Körler ve diğer görme özürlüler sosyal sigorta kapsamında, herşeyden önce, her sigortalının sahip olduğu haklara sahiptirler. Kör ya da sınırlı gören görme özürlünün gereksinim duyduğu tedavi, bakım, eğitim ve yardımcı araçların masrafları sosyal sigorta tarafından karşılanır. Yardımcı araçlar içinde protezin yanısıra körler için geliştirilmiş, yaşamı kolaylaştıracak her türlü yeni buluş girer. Örneğin, körler, başvurdukları taktirde körler için geliştirilmiş Braille abeceli ya da sesli bilgisayara da sigortadan sahip olabilirler.

Okuma ile ilgili her araç (Lesegeräte) Almanya’da Sosyal Mevzuat Kitabının (Sozialgesetzbuch) 5. Cildinin 33. Maddesine göre yardımcı araç (Hilfsmittel) olarak kabul edilmektedir ve doktor reçetesi ile yasal hastalık kasalarından sağlanabilir. Televizyonların önüne takılan ve görüntüyü bir ya da birkaç katı büyüten yardımcı ekranlar da (Bildschirm-Lesegeräte) aşırı görme bozukluğu olanların rehabilitasyonu için kaçınılmaz öneme sahip duruma gelmiştir ve sigortadan ücretsiz olarak sağlanabilir.

Kimi ek bir psikoterapi eğitimi alan göz doktorları görme özürlülerine psikoterapi yapmaktadırlar. Örneğin, Hamburg Körler Derneği psikoterapi yapan göz doktorlarının listesini yayınlıyor. Bu doktorların yaptığı psikoterapinin ücreti de sigortadan karşılanmaktadır.

Çalışmayanlar da sosyal yardım bütçesinden sigortalanarak gene sigorta kapsamına alınmışlardır. Sosyal yardım dizgesi görme özürlüleri ayırmaz. Tam tersine onlara ek kimi avantajlar sağlar. Öyle ki, görme özürü nedeniyle ortaya çıkabilecek ek masraflarını da karşılar.

Ağır Engelliler Yasası körlerle ilgili birçok konuyu, bu arada onların çalışma haklarını ve çalışma yaşamlarını da düzenlemiştir.

Sosyal koruma çerçevesinde gerek kamu gerek özel işyerlerinde enaz 16 kişi çalıştırılması durumunda bir (ağır) engelli işlendirilmelidir. Bu hesapça, 100 işçi çalıştıran işyerlerinde 6 (ağır) engelli çalıştırılmalıdır (SchwbG, Parağraf 5).

Aynı parağrafın 2. Maddesiyle, kamu işyerlerindeki 6 kişilik oranın 10 kişiye çıkartılması için Federal Hükumet yetkilendirilmektedir. Böylelikle çalışan her 100 işçi için özel işyerlerinde 6, kamu işyerlerinde 10 kişilik engelli istihdamı öngörülmüştür. Bu engelliler arasında kuşkusuz görme özürlüleri de sayılmaktadır. Bu kurala uymayan işverenler aynı yasanın 68. Parağrafına göre 5000 DM’a kadar para cezasıyla cezalandırılmaktadır.

Bu kural her ne kadar yasada yeralmışsa da bu kurala F. Almanya’da işverenler tarafından tam anlamıyla uyulduğu söylenemez. Almanya’da bu konuda kendileriyle görüştüğüm ilgililer işverenlerin bundan kaçındığını söylemektedirler. Büyük işletmelerin bu kurala uymasının daha kolay ya da kaçınılmaz olduğu, onların denetimden kaçamadığı, ancak, küçük işletmelerin özürlü çalıştırma konusunda daha isteksiz oldukları ve denetimden kaçabildikleri söylenmektedir. Aklımıza geliveren gerekçelerin dışında bir ilginç gerekçe de söylenmektedir.Çünkü, demektedirler, aynı yasa, işlendirilen bir engellinin bir daha kesinlikle işten çıkarılamayacağını hükme bağlamıştır. Bu nedenle işverenler engelliyi işe almaktan kaçınmaktaymışlar.

Aynı yasanın 15. ile 22. Parağrafları arası özürlüleri işten çıkarılmaya karşı koruma altına almıştır (Kündigungsschutz). Özürlü çalışan çok sınırlı ve özel koşullar altında işten çıkarılabilirler.

Aynı yasa kapsamında işverenler,

  • özürlülere uygun işyeri yaratmaya,
  • onların bilgi ve yeteneklerini en iyi biçimde değerlendirmeye ve geliştirmeye (yani onların meslek eğitimine),
  • işyerlerinde özürlülerin kazaya uğramadan sürekli çalışabilecekleri ve özürlerine uygun bir fizik ortamı yaratmaya

sorumlu kılınmışlardır (SchwbG, Parağraf 14).

23’ten 29’a değin düzenlenen maddelerde özürlülerin, işyerlerinde değişik adlarla, çalışanların haklarını işverene karşı koruyan kurullarda, sendika organlarında ya da özyönetim modelinde çalışanların karara katıldığı kurullarda hangi oranlarda ne suretle yer alacaklarını düzenlenmiştir. Bundan da amaç, çalışanların seslerinin duyurulduğu kurullarda özürlü çalışanlara da seslerini duyuracak ortamın yaratılmasıdır.

Sözkonusu yasanın diğer maddelerinde özürlülerin lehine kimi düzenlemeler, özet olarak, şunlardır.

İşverenin fazla çalıştırma durumunda, engelli, talep ettiği ya da reddettiği taktirde fazla çalıştırmaya tabii tutulamaz (SchwbG, Parağraf 46).

Engelli çalışanlar, talep ettikleri taktirde yasal yıllık ücretli izinlerine ek olarak 5 gün daha ücretli izin alabilirler (SchwbG, Parağraf 47).

Engelliler kentiçi ve kentlerarası tüm ulaşım araçlarından ücretsiz yararlanırlar. Tüm Almanya içinde kamu araçlarında[4] ücretsiz yolculuk yaparlar. Bunun için engelli olduklarına dair kendilerine verilen resmi kimlik belgelerini göstermeleri yeterlidir. Yolculuklarında, kendilerine refakat edenler de, özürlülüğün durumuna göre, kimi durumlarda ücretsiz kimi durumlarda % 50 indirimle yolculuk yaparlar. Bu kuralın ayrıntıları yönetmeliklerle düzenlenmiştir. (SchwbG, Parağraf 59).

Bunun gibi, özürlüler için tüm kamusal gösteriler, toplantılar, müzeler ücretsizdir. Devlet tiyatrolarına çok düşük bir ücretle girerler.

Ağır Engelliler Yasasının 10. Bölümü Özürlüler için işyeri açma konusuna ayrılmıştır. Bu bölümde 54’ten 58’e kadar parağraf bulunmaktadır. Yasanın 55. ve 56. parağraflarındaki özürlüler için işyerleri açma koşulları düzenlenmiştir. 58. Parağraf, Körler için İşyerleri (Blindenwerkstätten) başlığını taşır ve doğrudan 55. ve 56. maddelere yollama yapar. Der ki: özürlüler için işyeri açılmasını öngören 55. ve 56. parağraflar körler için işyeri açılması konusunda aynen geçerlidir. Bu kural ayrıca körler için varolan bir başka yasayla da bütünleşmektedir. “Körlerin Ürünlerinin Satılmasıyla İlgili Yasa” (Blindenwarenvertriebsgesetz) (Parağraf 5). (9 Nisan 1965’te çıkarılan bu yasa 25. Haziran 1984 tarihlerinde değiştirilmiştir.)

Bu yasayla, görme özürlülerine gerek kendileri tarafından gerek körlerin çalıştığı işliklerde, işyerlerinde üretilen her türlü ürünü açacakları küçük dükkanlarda ya da kapı kapı dolaşarak evlere ya dasatıcı firmalara vergisiz olarak satma hakkı tanınmıştır. Görme özürlülerine sağlanan – kendileri tarafından üretilen malları – satış olanağı onları körlerin çalıştığı işliklerle işbirliğine özendirmektedir. Körlere üretim ve dağıtım sürecinde dinamizm kazandırılmaktadır. Hem üretim yeteneklerini kullanmaları özendirilmekte, hem kendilerine ticari becerilerini geliştirme olanağı verilmekte ve hem de kendileri tarafından yaratılan ekonomik destek olanağı sağlanmaktadır.

5.2       Sosyal bakım hizmetleri (sosyal hizmetler)

Görme özürlüler için tüm Almanya’da bakım, sosyal eğitim ve eğitim kurumları bulunmaktadır. Bu sosyal bakım ve eğitim hizmetleri veren kuruluşlar ve bu kuruluşlardaki özürlülere yönelik sosyal hizmetler değişik modellerde örgütlenmiştir. Kuruluşlar, ya,

  1. devlete,
  2. ya, devletçe desteklenen derneklere, birliklere, gönüllü girişim ya da genel adıyla hükumetdışı kuruluşlara
  3. ya da kiliseye

aittirler.

Sayıları hakkında kesin bilgi bulmak zordur. Çünkü herbiri ayrı anlayışla ve farklı adlar altında örgütlenmişlerdir. Kimisi sadece bakım hizmeti vermekte, kimisi bakım ve eğitimi birarada sağlamakta, kimisi sağlık bakımına kimisi sosyal bakıma ağırlık vermekte, kimisi salt eğitim kurumu olarak çalışmaktadır. Kimi kuruluşlar salt körler içindir, kimisi her görme aşamasındaki görme özürlüleri bünyesine alır; kimisi görme özürlüler ile diğer özürlü gruplarına ortak (bir çeşit kaynaştırma modeli) hizmet sunmaktadır.

Bu tür kuruluşların sayısaal olarak yeterince varolduğunu söyleyebiliriz. Çünkü, bir bölgede görme özürlüler için bir kuruluş açılması gereksinimi kendisini göstermiş ve bir kurum (dermek, kilise ya da gönüllü bir girişimci grup) bu konuda proje hazırlayarak devlete başvurmuşsa devletten projesi için parasal kaynak alabilmektedir. Bunun yanısıra topladığı bağışlarla projesinin parasal boyutunu zenginleştirmektedir.

Bu kuruluşlarda sosyal çalışmacılar, psikoloğlar, eğitmenler, doktorlar ve hemşireler çalışmaktadır. Bu tür kuruluşlar, katılan özürlülerin görüşlerine en üst düzeyde başvurulduğu, onların görüşleri doğrultusunda hizmetin biçimlendirildiği yerlerdir. Almanya’da, günümüzde, kışla tipi, otoriter bakım modelinin varolduğu ve sadece bakımın yapıldığı bir kuruluşun varlığından artık sözedilemez.

5.3  Sivil Girişimlerin Görme Özürlülerine Verdiği Hizmetler

Sivil girişim diye adlandırdığım derneklerin, vakıfların, kiliselerin ya da biraraya gelmiş halk girişimlerinin görme özürlülerinin bakım ve eğitiminde F. Almanya’da önemli yerleri vardır. Bunlar geliştirdikleri uygulama projeleriyle devlete başvurdukları zaman gerekli ilgi ve desteği görürler.

Görme özürlüler için devletçe desteklenen gönüllü hizmetler proje bazında desteklenmektedir. Proje geliştiren bir kuruluş resmi makamları,

  • geliştirdiği proje alanında gereksinim olduğuna ve
  • uygulayacağı hizmet modeline

ikna ettiği taktirde projesinin gerektirdiği parasal desteği sağlar. Böylelikle devlet kendisi için hem hantal, hem pahalı olacak olan bir hizmeti sivil toplum girişimlerine güç vererek onlara bırakır. Böylelikle kamunun denetimi altında hizmetler hızlı, pratik ve bürokrasiye takılmadan yürütülmüş olur.

Sivil girişimler, devlete kıyasla daha esnek çalışabilmekte ve yeni anlayış ve hizmet modellerini daha zahmetsizce uygulamaya koyabilmektedirler. Bu anlamda sivil girişimlerde iki ana çalışma modeli vardır:

  • Danışma ve
  • Etkinlik.

5.4   Görme Özürlüler İçin Danışma Hizmetleri

Danışma, Almanya’da, sosyal çalışma mesleğinin başlı başına bir yöntemi ve çalışma alanı olarak kendini ve gelişme göstermiştir. Hemen her konuda ve alanda danışma hizmetleri sorunun çözümüne ya da sağaltıma yönelik bir bütünlük içinde ele alınır. Bu çerçevede görme özürlüler için de yaygın ve derinlemesine bir danışma servisi vardır.

Görme özürlüler için danışma özel kimi alanları kapsamaktadır: Gereksinilen bilgi konusunda danışmadan ruhsal danışmaya değin geniş bir yelpazede danışma hizmeti verilir.

Danışma hizmetleri ilgili kuruluş tarafından proje olarak geliştirilir, bu hizmetin hesaplanan miktardaki parasal kaynağı ilgili bakanlıktan tarafından kuruluşa aktarılır.

Danışma hizmeti gözleri gören ya da görmeyen sosyal çalışmacılar tarafından verilir. Sosyal danışmanın karşılaştığı ilk soru görme özürlülüğünün birdenbire ortaya çıkması durumunda yaşanan panikle ilgili sorulardır. Bundan sonra ne yapacağım? sorusu sosyal danışmanın en sık karşılaştığı sorudur. Bunlara kabul edilebilir bir yanıt vermek gerekiyor. [5]

Danışma hizmeti üç boyutta düşünülebilir:

  • Bireysel danışma,
  • yardımcı araçlar konusunda danışma
  • ve sohbet grupları oluşturma.

Bireysel danışma verilen kuruluşlarda danışma hizmeti verenler genellikle görme özürlü sosyal çalışmacılardan seçilmekte. Bunlar gözlerini yeni yitirmiş kişilere hem mesleksel bilgilerinden hem de yaşantılarından derledikleri birikimleriyle yararlı olabiliyorlar. Sosyal çalışmacıların danışma hizmeti gerek yüzyüze gerekse telefonda yapılabiliyor.

Yardımcı araçlar konusunda da özellikle gözleri görmeyen danışmanlar (Hilfsmittelberaterin) bu araçlar konusunda bilgi veriyorlar. Gözleri görmeyen bu danışmanların günlük yaşamı kolaylaştıran çeşitli yardımcı araçların kullanımını öğretmeleri bu araçları kullanamayan yeni başlayanlar için hem etkili hem daha öğretici oluyor. Bu araçlar arasında konuşan saatler, konuşan teraziler, çok büyük yazılı ve özel dizayn edilmiş kullanım araçları (örneğin telefon, duvar ya da masa saati), dokunma işaretleri, çeşitli ev eşyaları, ilaçlar var. Digital ve konuşan termometre, konuşan dereceler, şeker hastası körler için geliştirilmiş kan şekerini ölçen konuşan alet, ilaçların ve şurupların dozlarını ayarlayan sesli araçlar vb.

Sohbet grupları tekniğiyle verilen danışma hizmeti Almanya’da çok yaygın. Görme özürlülük ve körlük konularında oluşturulan bu gruplarla yapılan çalışmanın temel ilkesi “benzer durumda olan ve buluşan insanları destekleyici deneyim”dir. Ben yaşadığım sorunla yalnız değilim. Başkaları çözüm de bulabiliyor, demek ki benim sorunumun da çözümü var, anlayışı sosyal sağlık açısından görme özürlü için önemli bir aşamadır.

Sohbet grupları öylesine gelişmiştir ki bu tür tekniğe kendikendine yardım çalışması denmekte ve özel önem verilmektedir. Körler derneklerinde görme sorunları ve körlük üzerine söyleşiler yapılmaktadır. Sorunu olanlarla sorunla ilgili olanlar zaman zaman biraraya gelerek söyleşirler, düzenli konuşmalar yaparlar. Bu yöntem, özürü olanların sosyal sağlık boyutunda kendikendilerine tanı koyma ve kendikendilerini sağaltım süreci olarak algılanır. Hastanın ya da özürlünün kendikendine yardım ilkesiyle etkin olması çok önemlidir ve anlamlı bulunur. Öyle ki, bu konuda özendirme için olsa gerek ya da bu anlayışın kesinlikle yaygınlaşması ve kabul görmesinin sonucu olarak birçok körler derneği kendisini körler ve görme engelliler için kendine yardım örgütü (Selbsthilfeorganisation) olarak tanıtmaktadır.

5.5       Görme Özürlüler İçin Yürütülen Diğer Sosyal Etkinlikler

Sosyal çalışma mesleğinde toplumla çalışma diye adlandırılan yöntemle yapılan çalışmalar derneklerin sosyal etkinliklerinde önemli yer tutmaktadır. Körler derneği bu çerçevede yaşlı görmezler için boş zaman etkinlikleri, bu kapsamda, toplu geziler, çaylar, disko akşamları gibi çeşitli çekici etkinlikler düzenliyor. Geziler salt görmezler arasında düzenlenirken, disko akşamları görmezlerle görenlerin buluşma mekanı oluyor.

Genç ve genç kalan özürlüler için özel ilgi grupları ve uzmanlık grupları oluşturuluyor. Bu gruplar düzenli toplantılar yapıyorlar. Sosyal politik, özürlülerle ilgili ve mesleksel konularda geliştirme eğitimleri yapılıyor. El becerilerini geliştirici grup çalışmaları yapıyorlar, el işleri yapıyorlar.

Ayrıca, derneklerde spor ve kültür konularında etkinlikler var. İskambil, satranç, bovling gibi kültürel proğramlar yapılıyor. Görme özürlüler kendileri için geliştirilmiş araçlarla satranç, bovling vb. oynuyorlar; turnuvalar düzenliyorlar.

Derneklerin tanıtım kitapçıklarında bilgi almak için gerekli adresler verildiği gibi önerilerin kabulü için de öneri başvuru adresleri var.

Bu sayılan tüm etkinliklerin masraflarını etkinliği yapan kuruluş devletten alabiliyor; alıyor.

5.6  Görme Özürlüler İçin Meslek Eğitimi

Görme özürlülerin meslek eğitimine büyük önem veriliyor. İş Kurumu, işçi isteyen kuruluşa öncelikle kendisine kayıtlı, meslek eğitimi almış görme özürlüyü öneriyor. Meslek eğitiminde görme özürlülüğü önemli iki ayrı kategoride düzenleniyor: Hiç görmeyenler için işler ve ona göre eğitim, ileri derecede görme özürlü olanlar için işler ve ona göre eğitim. Bu eğitimleri alanlara İş Kurumu öncelikle iş bulmak zorunda. İş bulmasalar da işsizlik yardımı derhal devreye giriyor.

F. Almanya’da görme özürlüler için çok sayıda meslek eğitim kuruluşu var. Buralarda, düzenli kurslarla uygulamalı meslek eğitimi yapılıyor. İşlikler var. Tüm çalışma araçları mevcut. Yatılı ya da gündüzlü olanları var. Tıp doktorlarından psikososyal hizmet elemanlarına değin geniş bir takım buralara gelen kişilerle önce yakından ilgileniyorlar. En uygun iş alanları kişiye özel seçiliyor. Genel ve psikososyal danışma hizmeti ve hareket eğitimi veriliyor. Öncelikle, ortalama 18 ay süren, mesleğe yönelik temel rehabilitasyon yapılıyor.

Bu meslek kuruluşlarında görme özürlülere psikolojik ve sosyal hizmetler de sağlanıyor. Danışma hizmetleri önemli yere sahip. Salt bilgi aktarma biçiminde danışma değil, psikolojik danışma, sosyal danışma ve özürlülerin kullandığı iş araçlarını tanıtan ve kavratan danışma da bu kapsamda.

Eğitim verilen meslekler şunlar:

  • Fiziksel sağaltım elemanı (fizyoterapist) (Eğitim süresi 6 ay),
  • Masör (Eğitim süresi 6 ay),
  • Tıpsal düzeyde eğitilmiş (anatomi bilen) banyo elemanı (tellak) (Eğitim süresi 6 ay),
  • Bilgisayar operatörü (Eğitim süresi 12 ay),
  • Bilgisayar dizgicisi (Eğitim süresi 12 ay),
  • Büro yöneticisi (Bürokaufmann/-frau) (Eğitim süresi 24 ay),
  • Büro memuru/sekreteri (Büropraktiker) (Eğitim süresi 24 ay),
  • Sosyal sigorta elemanı (Eğitim süresi 24 ay),
  • Metal işçisi (Eğitim süresi 12 ay),
  • Metal işçiliği ustası (Eğitim süresi 24 ay),
  • İnce metal işçiliği ustası (Eğitim süresi 36 ay),
  • Sanayi işçisi (Eğitim süresi 18 ay),
  • Tornacı (Eğitim süresi 4 ay),
  • Frezeci (Eğitim süresi 24 ay),
  • Telefon sekreteri/telefonla dizgi yapan eleman ve stenograf (Eğitim süresi 12 ay),
  • Telefonla pazarlama elemanı (Eğitim süresi 6 ay).
  • Parçalanacak, yokedilecek parçaları yoketme elemanı (Eğitim süresi 18 ay),
  • Muhasebeci yardımcılığı (Eğitim süresi 36 ay),
  • Resmi dairede çalışacak ev ekonomisti (Eğitim süresi 36 ay),

Bu eğitimlerden başka, meslek eğitimi dışında, belirli mesleği olan görme özürlülere için, bilgilerini unutmamaları ya da mesleğinde yeni bilgileri alabilmesi için mesleksel geliştirme eğitimleri ya da bilgi tazeleme eğitimleri de yapılıyor.

Bu tür meslek eğitimlerinin ücretleri yüksek. Kiminin günlüğü 120-180 Dm, yatılı ise 250 ile 300 DM arasında, kimisinin saat ücreti 65-105 DM. arasında. Yatılı eğitim kuruluşları refakatçiden gün başına ortalama 50 DM. alıyorlar[6]. Ancak bu ücretleri eğitime katılan görme özürlü sigortasından ya da iş bulma kurumundan sağlıyor, ya da vergi iadesi ile geri alıyor. Bu eğitimin parası hiçbir zaman görme özürlünün cebinden çıkmıyor.

5.7   Körler İçin Kütüphane

Körler için okuma ve eğitim F. Almanya’da büyük öneme sahip görülmektedir. Hemen her kentte körler ve diğer görme özürlüler için kütüphaneler vardır. Buradan görme özürlüler ücretsiz olarak yararlanırlar. Örnek olması için Hamburg’da gezdiğim bir kütüphane üzerine bilgileri dikkatlerinize sunmak istiyorum.

Hamburg’da körler için iki kütüphane var. Biri yazılı, biri sesli kütüphane. Yazılı kütüphane 30.000 kitaplık… Ücretsiz ödünç kitap verme servisi var. Telefon ve postayla ödünç kitap istemek olanaklı. Ücretsiz postalama servisi. Hamburg’daki bu kütüphaneden yılda 40.000 kitabın ödünç alındığını öğrendim (1995). Bu istenen kitaplar özellikle şu alanlardanmış: Eğlendirici kitaplar, uzmanlık kitapları, çocuk ve gençlik kitapları.

Sesli kütüphanede ortalama 140.000 seslendirilmiş kitap var. Uzman konuşucular profesyonel olarak yeni kitapları, romanları sürekli bantlara okuyorlar. Bilgisayar yardımıyla yılda 4500 dinleyici (okur) 140.000 kitaptan seçerek sesli kitabı ödünç alıyorlar.

Dinleyiciler yazılı bir kataloğdan dinlemek istedikleri bantları seçiyorlar. Yazılı ya da telefonla sipariş veriyorlar. Sesli kitapların ödünç alınmasında da postalama ücretsiz. Kütüphaneye üye olmak da ücretsiz. Üye olmak için görme özürü ya da körlüğüyle ilgili belge getirmek, yani devletçe verilen körlük kimliğini göstermesi gerekiyor.

Bu konuda bir kural var. Sesli kitaplar görme özrü olmayanlara verilmiyor[7].

Hamburg’da körler ve görme özürlüler için bir de sesli gazete var. “Hamburglu’nun Sesi” (Hamburger Stimme) adlı bu gazete banta okunmuş haber ve yazılardan oluşuyor; haftada bir yayınlanıyor. Gazeteyi dokuz kişilik bir banta okuyucu takımı çıkarıyor. Bunlar çeşitli günlük ve haftalık gazetelerden önemli yazı ve haberleri seçerek banta okuyorlar. Partilerüstü olmak kaydıyla yerel politik haberler, sosyal, spor, tıp, doğa, teknik, kültür ve aile konularıyla dolu bir gazete haftada bir okuyucunun (dinleyicinin) eline ulaşıyor. Bu gazetede ayrıca kentin önemli kişileriyle yapılmış konuşmalar, görüşmeler yeralıyor.

Bu gazete, dokuz çalışanı gönüllülerden oluştuğu için pahalı çıkmıyor. Bir kaset ortalama 90 dakika sürüyor ve altı aylık ücreti 42 DM. (Bilgi için: Haftada bir kasetten altı ayda 18 kaset ister. Bir boş kasetin fiyatı 2,5 DM’den daha ucuza gelmekte. 90 dakikalık bir boş kasetin ortalama fiyatı 5 DM’dir. Bu hesapla sesli gazetenin ne denli ucuz olduğu ortaya çıkar. Bir de özürlüler için gerekli yardımcı araçların postalanmasının ücretsiz olduğunu düşündüğümüz zaman 42 DM Almanya için çok düşük bir ücret olduğunu söylemeliyiz). Ancak ilke olarak postadan haftanın kasetini Perşembe günü alan dinleyici beş gün sonra kaseti (gene ücretsiz olarak) postayla geri yollaması isteniyor.

İsteyene, abone olmadan, bir kaset ücretsiz yollanıyor. Telefonla abone olunabiliyor.

5.8  Görme Özürlülerine Hizmet Veren Takım

Görme özürlülerine hizmet veren takım içinde şu meslek elemanları yeralır:

  • Kör doktoru (Blindenarzt)
  • Göz doktoru (Augenarzt)
  • Gözlükçü (Optiker)
  • Orthoptist (Orthoptik)
  • Eğitmen (Pedagoge)
  • Sosyal çalışmacı (Sozialarbeiter)

Bu takım içinde bizim hemen aklımıza gelen psikoloğ yeralmıyor. Çünkü psikoloğ, salt görme özürlülerinin değil ruhsal rahatsızlık duyan herkesin başvurduğu bir meslek elemanıdır. Bu anlamda görme özürlü de eğer ruhsal sıkıntıya düşerse her insan gibi psikoloğa başvuracaktır. Aynı öğretmen gibi. Örgün ve düzenli eğitime gerek duyulduğunda başvurulacak bir meslek elemanıdır o da.

Körlerin sağlık süreci tanıdan sağaltıma, sağaltımdan ortopedik araç seçimine (Hilfsmittelauswahl) uzanan bir yoldur. Bu yolda duruma göre daha başka uzman meslek elemanına da gerek duyulabilir.

6   Sonuç ve Değerlendirme

Federal Almanya sosyal güvenlik politikasında görme özürlülerinin özel bir yeri vardır. Onları üretken ve iş sahibi yapmaktan, kendilerine yaşamı kolaylaştırmaya değin birçok düzenleme yapılmış, birçok hizmet gündelik duruma getirilmiştir.

Bu hizmetler tüm görme özürlülerini kapsayacak denli yaygınlaştırılmıştır.

Kurumsal bakım tüm ülkede yaygındır.

Görme özürlülerin çağdaş ve yeni teknolojik gelişmelere uygun eğitimlerine özel önem verilmektedir. Bu eğitimi yapacak elemanlar da üniversitelerin gerek özel eğitim öpretmenliği bölümlerinden, gerekse sosyal çalışma bölümlerinde yetiştirilmektedir.

Tamamı sosyal sigorta kapsamına alınmıştır ve gereksinimlerinin tamamı sosyal sigortadan karşılanmaktadır.

Ekonomik olarak en kötü durumdaki görme özürlü, diğer bütün yurttaşlar gibi sosyal yardım dizgesinden yararlanmakta, ayrıca, evinin kirası devletçe ödenmektedir.

Her yerleşim biriminde sokaklar fizik olarak diğer özürlüler gibi görme özürlülerinin de rahatça sokağa çıkabileceği biçimde inşaa edilmiştir.

Bu olanaklar, devletin zenginliğiyle kuşkusuz ilgilidir. Ancak, bunun yanısıra insana verilen değeri devletin görmesi ve bu konuda kendisini görevli olarak benimsemesi ve her yurttaşına kendisini hizmete sorumlu duyması ile de ilgilidir. İnsan haklarının yaşama geçmişliğiyle ve insana verilen değerin sanayi toplumunun hücrelerine işlemesiyle de ilgilidir.

Böyle bir kültürel aşamaya Türkiye büyük bir para harcamadan da ulaşacak kültürel mirasa sahiptir. Yeter ki istensin.

Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim.

EK:

Federal Almanya’da Görme Özürlüleriyle İlgili Üç Kuruluşun Tanıtımı

Bu bölümde, bilgi olması açısından, bildirime ek olarak, ziyaret ettiğim, görme özürlülerle ilgili, biri dernek, biri bakım, öbürü eğitim kuruluşu olan üç kuruluşu tanıtmak istiyorum..

1    Hamburg Körler ve Görme Engelliler Derneği (Blinden- und Sehbehindertenverein Hamburg e.V.)

Dernek Hamburg’da 1872 yılında kurulmuş; 1997 yılında 125. Kuruluş yılını kutladı. Konuya daha da önem katan özellik dernekte kendine yardım hizmetlerinin de kendine yardım kuruluşu çatısı altında 125 yıldır varolması.

125 kuruluş yılı kutlaması Hamburg Eyalet Parlamentosunun kokteyl salonunda yapıldı. Hamburg Eyalet Başbakanı Dr. Henning Voscherau da kutlamalara katıldı; konuşma yaptı.

Dernek 125 yıl önce 7-12 kör tarafından kurulmuş. Bugün, dernek, 1400 kendine yardım gruplarından ve örgütlenmelerinden oluşuyor. Derneğin ilk adı Körler Kooperatifi imiş.

Dernek bugün üç katlı binasında danışma hizmetinden görme özürlülerle ilgili her çeşit materyali üretme ve satış işlerine; psikoterapiden sosyal sağaltıma; eğitim çalışmalarından kendine yardım gruplarına ve gezilerine değin birçok alanda çalışmalar yapıyor. Görme özürlülerle geziler ve çeşitli proğramlar uygulanıyor. 30’un üzerinde çalışanı var. Sosyal çalışmacılar danışma hizmeti veriyorlar.

2    Senator-Ernst-Weiß-Haus

Hamburg’da bir “Senator-Ernst-Weiß-Haus” var. Burası yaşlı görme engelliler ve körler için yatılı bir yurt. Almanya’nın en büyük birkaç sosyal hizmet üst kurumundan biri olan “Deutscher Paritätischer Wohlfahrtsverband”a bağlı. Bir anlamda özerk devlet kuruluşu.

Binası ,üç katlı, ancak yaygın, iki büyük binadan oluşuyor. Tesis olarak, kuruluş olarak ve düzenleme olarak görme özürlüler ve körlere uygun inşaa edilmiş ve düzenlenmiş. 120 dairesi var. Her dairenin kendi tuvalet ve banyosu var. Kırmızı fosforlu armatürleri ve eşyaların üzerlerindeki çeşitli işaretler biraz görenler için yaşamayı kolaylaştırıyor. Görmeyenler için de gerekli eşyaların üzerinde Braille Abecesiyle yazılmış kabartma yazılar var. Her sekiz oturma grubu, yani sekiz daire için bir ortak oturma odası döşenmiş. Bina ekstra parlak aydınlatılmış, renkler arasındaki kontrastlar farkedilecek denli keskin. Kafeteryası ve büfesi var. Geniş, gezilebilir bahçesi… Bahçe de tutunacak trabzanları kuvvetli ışıklı ya da kabartma tabelalarla özel olarak düzenlenmiş. Binaların her tarafı alarm tesisatıyla donatılmış.

Özellikle yeni girenler için yeni gelenin binayı tanımasından, sorularını sorması, sorunlarını dinlemeye değin, binada huzur içinde tekbaşına yaşamaya alışana değin süren yoğun bir refakat ve görüşme sistemi göze çarpıyor. Aynı süreç için de bir hedef de yeni gelenin diğer sakinlerle tanışması ve arkadaş olması. İletişimleri en iyi düzeyde olana değin refakat hizmeti işliyor. Tanışma, iletişim salt binaların içindeki sakinlerle sınırlı değil. Kuruluşun etrafındaki yerleşimlerde oturan ailelerle de iletişimlerin geliştirilmesi için çalışılıyor.

Kuruluşta çalışan bakıcısından, elektrik teknisyenine, bahçıvanına değin tüm çalışanlar görme özürü konusunda ve görme özürlülerle en iyi iletişimi sğlayabilecek bir düzeyde eğitimden geçirilmiş. 24 saat hizmet veriliyor.

Bireysek yönlendirme yardımı, ilişki ve iletişim kurma becerisini geliştirme yardımı, dinsel hizmetler, özgürce istediği, doktoru seçme hakkı, kuaför, berber ve el ayak bakımı elemanları odalara gelerek hizmet veriyor.

Yaşlı sağlığı uzmanı (Geragoge), çevre uyum uzmanı (Ergotherapeut), yaşlı sağaltımcısı (Altentherapeut), psikoloğ gibi meslek elemanları beden cimnastiğinden bellek eğitimine, hareket eğitiminden, yönlendirme eğitimine, müzik eğitiminden bunalımdan kurtulma çalışmalarına değin birçok alanda hizmet sunuyorlar.

Bir daireyi tutan görme özürlü odasını istediği gibi döşeme hakkına sahip. İstediği eşyalarını kendi getirebiliyor, istediği yeni eşyayı satın alabiliyor. Odadan istemediği eşyayı çıkarttırabiliyor. Odanın döşenmesinde, kuruluş, gereksinimi olana, istediği mobilyayı alabilmesi için parasal katkı da yapıyor. Amaç, her daire sakininin kendi zevkine göre atmosferini yaratabilmesi. Bahçeli ya da teraslı daire isteyenlere, sağlıklar elverişliyse, giriş katından daire veriliyor.

Evde ücretsiz belirli bir süre oda tutup deneme mahiyetinde yaşama hakkı var. Beğenirse düşük kira ücretini ödemeye başlıyor.

Tesis Hamburg’un biraz dışında sakin bir atmosferde. Ancak, çevresinde yerleşim var, alışveriş merkezleri, kahvehaneler vb. bulunuyor. Görme özürlü yaşlının kuruluşa girip çıkması tamamen kendi insiyatifinde. Odasının anahtarı cebinde.[8]

3    Görme Özürlülerin Rehabilitasyonu ve Uyumu İçin Enstitü (Institut für Rehabilitation und Integration Sehgeschädigter (IRIS) e.V.)

IRIS’ın amacı körlerin ve görme engellilerin yaşamlarını bağımsız sürdürebilmelerine özendirmek ve bunu sağlamak. Bu özendirme aşağıdaki konularda yoğunlaşmaktadır:

  • Gündelik yaşamla ilgili beceriler kazandırmak.

Gündelik yaşamdaki sorunları aşmalarına yardımcı olmak. Bu çerçevede, yemek yeme becerisi, ev aletlerinin onarımı, dikiş dikmek, giysilerin bakımı, yemek pişirmek, bütçenin ayarlanması, vücut bakımı, yazma ve okuma gibi iletişim becerilerinin geliştirilmesi akla gelenlerden. Bu becerilerin kazandırılması bire bir ilişkiyle yürütülüyor. Evde ya da kuruluşlarda yürütülen bu tür eğitimlerin ücreti ilgili sigorta kuruluşu tarafından karşılanıyor. (Uyum yardımı sigortası – Eingliederungshilfe).

  • Yaşlılıkta görme özürlülüğü.

Görme özrünün yaşlılarda ortaya çıkması durumunda gündelik yaşamla ilgili sorunlar daha da güçlü olarak ortaya çıkıyor. Bu nedenle yaşlılar için özel yöntemler geliştirmek gerekiyor. Yemek pişirmek, yemek yemek, bütçeyi yönetmek, alışveriş yapabilmek gibi gündelik işleri becerebilmek için seminerler, bireysel eğitimler ve uygulamalı çalışmalar yapılıyor.

  • Yönlenme ve hareket eğitimi.

Yönlenme ve hareket eğitimi özellikle sokakta ve trafikte güvenilir bir biçimde bağımsız hareket edebilmek için gerekli olmaktadır. Bu eğitimle eğitimi alan visuelle, taktiler ve akustischer bilgiler, gören birinin yolda refakatini alma, özürlü değneğinin kullanılması, ev, oda ve çevreyi tanıma ve mekanda rahat hareket eğitimi, görme araçlarının kullanılması, karşıdan karşıya geçme ve toplutaşın araçlarının kullanılması vb. Bu tür eğitimin ücreti de hastalık sigortası tarafından karşılanmakta.

  • Bilgisayar danışmanlığı ve eğitimi.

IRIS, görme özürlülerine bilgisayar kullanımını öğretmenin yanısıra bilgisayar kullanılabilen işyerleri bulunması ve iş sağlanması konusunda da danışmanlık veriyor. Bu hizmetin ücreti de iş bulma kurumu ya da işveren firma tarafından karşılanıyor.[9]

IRIS gibi, Hamburg’da Hamburg Körler Vakfı, Körler ve Görme Özürlü Çocukların Dostları Derneği, Alman Retinitis Pigmentosa Derneği, Engelli İnsanlar için Hamburg Eyalet Çalışma Topluluğu Derneği, Hamburg Körler ve Görme Özürlüleri Okulu gibi kuruluşlar da var.

YARARLANILAN KAYNAKLAR

BERUFSFÖRDERUNGSWERK DÜREN. Zentrum für Berufliche Bildung Blinder und Sehbehinderter. 1997.

Berufsförderungswerk Veitshöchheim gGmbH. Wir Informieren. Berufliches Bildungszentrum für Blinde und Sehbehinderte. 1977.

BETHMANN, Heinz/Rüdiger KAMM/Norbert MÖLLER-LÜCKING u.a. Schwerbehindertensegetz – Basiskommentar. Köln: Bund. 1988.

BLINDENVEREIN HAMBURG. 85 Jahre Blindenverein Hamburg e.V. 1993.

BLINDENVEREIN HAMBURG. 125 Jahre Selbsthilfe. 1997.

Blindenwarenvertriebengesetz (BwvG)

DER SENATOR FÜR GESUNDHEIT UND SOZIALES. Stadtführer für Behinderte Berlin. 1997.

INFORMATIONS-PRESSE-VERLAGS-GmbH (IPV). Beratung für Sehbehinderte.1995.

Landschaftsverband Westfalen-Lippe. Berufsbildungswerk für Blinde und Sehbehinderte Soest – Westfälische Berufsschule für Blinde und hochgradig Sehbehinderte Soest. 1996.

Schwerbehindertensegetz (SchwbG). 26.8.1986.

SENATOR ERNST-WEIß-HAUS. Willkommen in unserem neuen Senator Ernst-Weiß-Haus. Hamburg. (ohne Datum).

Sozialgesetzbuch (SGB)

*


[1] Bilindiği gibi Cumhuriyet’in kurulmasıyla Devletin ilgisine ilk mazhar olan çocuklar olmuş ve savaşta tükenen kuşağın çocukları için Çocuk Esirgeme Kurumu ve Türkiye Emlak Bankası gibi kurumlar kurulmuştur.

[2] Diğerleri, başta İngiltere olmak üzere ilk halkada Fransa, ikinci halkada Hollanda, Belçika ve ABD.

[3] 26 Ağustos 1986 günü çıkarılan Ağır Engelliler Yasasının tam adı şudur: “Ağır Engellilerin İş, Meslek ve Toplumsal Kaynaşmalarını Güvence Altına Alma Yasası” (Gesetz zur Sicherung der Eingliederung Schwerbehinderter in Arbeit, Beruf und Gesellschaft).

[4] F. Almanya’da tüm yolculuklar kamu araçlarıyla yapıldığı, Türkiye’deki gibi özel otobüs firmaları bulunmadığı için, tüm ulaşım araçlarında parasız yolculuk yaparlar demek yanlış olmaz.

[5] Hamburg Körler Derneğinde kendisiyle görüştüğüm halkla ilişkilerden görevli gözleri görmeyen sosyal çalışmacı bayandan aldığım bilgi. Bu bölümdeki diğer kimi bilgiler de kendisinden alınmıştır. 20.8.1997, Hamburg.

[6] Burada ortalama olarak belirtilen fiyatlar 1997 yılı fiyatlarıdır.

[7] Meraklısı için kütüphanelerin adresleri: Stiftung Centralbibliothek für Blinde ve Norddeutsche Blindenhörbücherei e.V. Herbert-Weichmann-Str. 44-46, D-22085 Hamburg. Tlf: 220 68 86.

[8] Meraklısı için evin adresi: Bullenkoppel 17, 22047 Hamburg. Tlf: 040.69 46 0, Fax: 040.69 46 22 23.

[9] Meraklısı için başvuru adresi: Bachstr. 30, 22083 Hamburg

You may also like...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir