MESLEKTAŞIM, ARKADAŞIM FERİT BERK
İlhan Tomanbay
Ferit Berk bir köy çocuğudur. Küçük bir köyde doğmuştur. Kendi deyişiyle, “yaşayan” altı kardeşin beşincisidir. Üç kız üç erkek altı kardeştirler. (Onlardan şimdi iki kişi kalmışlar. Bir kız bir erkek. Ayrıca, yaşayan bu altı kardeşten daha önce de doğumda ölen “iki ya da üç” kardeşinin olduğunu belirtiyor.
O dönemlerde köylerde nüfus cüzdanı çıkarılması kolay değildir. Bu nedenle, nüfus cüzdanını geç almıştır ve kesin doğum yılı belli değildir. Nüfusunda 1937 yazar.
Kendisi de hep söyler, yoksul bir ailenin çocuğudur. Ankara’da, Istanbul’da büyütülmüş, kentsoylu bir ailenin çocuğu değildir. Baba, dayı gücüyle biryerlere gelmişlerden değildir. Arkasında aile, akraba desteği olmadan büyümüştür. İlkokulu çok zor koşullarda bitirmiştir. Köyünde ilkokul olmadığı için daha geç bir vakit, dışardan sınavlara girerek tamamlamıştır ilkokulu; ilkokul sıralarında çocukluğunu yaşamadan; çocukluk havasını solumadan…, İlkokulu 16 yaşında büyük bir azimle bitirmiştir.
Baba parasıyla kolejlerde okumamıştır. Yatılı okumuştur. Öğretmen okulunu bitirdikten sonra lise mezunu sayılabilmek için ayrıca dışardan sınavlara girmiştir. Anadolu’yu öğretmenlik yaptığı zamanlarda karış karış dolaşmıştır. Yükseköğretimine liseyi de dışardan bitirdikten sonra başlamıştır. Çocukluğunu kapsayan bu güçlükler onun mayasını, yapısını oluşturmuştur. Mehmet Çınarlı’nın dediği gibi: “Doğduğumuz memleket bütün taştı, çakıldı; Sert yoğrulmuş mayamız bizi dik başlı kıldı.” Bu güzel mısralar Ferit Berk’in karakterini anlatmaya çok güzel uyar. Bu güzel iki mısraı anınca kıtanın sonunu getirmemek olmaz: “Yalana baş sallayıp susmasını bilmedik; Huysuz, geçimsiz diye şöhretimiz yayıldı.” Bu mısralar da açıksözlü yapısından ötürü, politika bilmeyen, kulaktan kulağa fısıltı ile başkalarının ardından konuşmayıp düşündüğünü ortaya açıkça söyleyen ve bu yüzden önünde konuşmayıp huysuz, geçimsiz diye adı kulaklardan kulaklara fısıldanan Ferit Berk’i çok güzel anlatır.
Öğretmenlik yıllarından sonra, şimdi artık varolmayan, Sosyal Hizmetler Akademisi’ne girdi. Derece ile bitirerek, “asistanlık” görevine başladı. Yüksek lisansını İngiltere’de tamamladı. Yurtdışı deneyiminden sonra aynı okulda öğretim elemanlığına devam etti. Ne zamana değin? Avustralya göçmenlik öyküsünün başladığı tarihe değin Sosyal Hizmetler Akademisi öğretim görevlisi olarak öğrenci yetiştirdi. 1983 yılında kapatılan Hacettepe Üniversitesi bünyesindeki Sosyal Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bölümünde de derslere girdi. Öğrencileri hala onu anımsar, anar ve ararlar.
Onu Avustralya’ya göçe iten nedenler yaşamını değiştirdi. Sidney’de yaşadı. Yeni bir dünyada yeni bir göçmen kitlesi olan Türkiye’den gidenlere hizmete adadı kendisini. Orada sadece mesleğini uygulamadı; öğretmenlik, eğitimcilik yaptı. Mesleği sosyal çalışma olduğu için Ferit Berk Avrupa’da olsaydı orada yaptığı çalışmalara sosyal çalışmanın önemli bir boyutu sosyal eğitimcilik denirdi. Bunların yanısıra yeminli çevirmenlik, şairlik yaptı, üreticilik yaptı. Dergi çıkarttı. Türk derneklerine başkanlık, Türk işçilerine önderlik yaptı. Yani, mesleğini yaya yaya, etkisini genişlete genişlete uyguladı. 30 yıllık bir ömür Avustralya’da dolu dolu geçti. Az değil, Ocak 1980 – Haziran 2009 arası… Yani tam 29 yıl…
Herşeyin ilklerini tutmak kronoloji geliştirmektir. Kronoloji geliştirmek kendi tarihinin ayrıntılarına önem vermek, tarihini geliştirmektir. Tarihine önem vermek insanı düşünmeye, bilmeye iter. Bilmek ve düşünmek bilinç sahibi olmaktır; bu da gelişmiş olmaktır. Dünyada ve içinde yaşadığı toplumda varolmaktır.
Ferit Berk Türkiye’de sosyal çalışma öğrenimi görüp Avustralya’ya giden ilk dört kişiden biridir. 1967 mezunu, Ferit Berk’in sınıf arkadaşı Suat Koçyiğit, 1969’da, 1973 çıkışlı Kaya Çakır ile meslektaşı ve eşi Sevgi (Erten) Çakır da Eylül 1978’de Avustralya’ya gitmişlerdi. İçlerinden bir tek Ferit Berk geri döndü. Yurtdışına göç o yıllarda tüm Türkiye’yi saran bir devinim biçimi, bir arayış, bir çözüm, bir yenilikti; yenileşmeydi. İnsanların tarihsel bir kayda dönüşecek denli kitleler halinde yurtdışına göçmesi yepyeni bir tarihi, 1900’lü yılların en büyük göç tarihini üretiyordu. Yalnız Avustralya’ya değil, Almanya’ya, Fransa’ya, Belçika’ya, Hollanda’ya, Norveç’e, İsveç’e… İsveç’e giden sosyal hizmet mezunu da olmuştur, Almanya’ya giden de, Belçika’ya, Fransa’ya giden de… Bu gidenlerin de kronoloji oluşturulması sürecinde kayıtları düşülmelidir. Her “ilk” bir olaydır. Her ilk bir heyecandır, yürekliliktir, çaresizliktir, umuttur; ve kaydedilmemiş olsa da bir kayıttır. Tarihe düşülmelidir.
Ferit Berk Avustralya yaşamı süresince sadece mesleğini uygulamakla kalmadı; sanat dünyasının da içinde yeraldı. Yoğun meslek ve sivil toplum düzeylerindeki sosyal çalışmaları arasında yazı ve şiir yazmayı da sürdürdü. Beğenelim beğenmeyelim, kendine özgü şiirleri Avustralya ortamında yankı bulmuştur. Çeşitli dergi ve gazetelerde yayınlanmıştır. Türkçe ve İngilizce yayınlanmıştır. Merkezi Washington’da bulunan International Poet’s Union (Uluslararası Şairler Sendikası) kendisini sadece üye değil, “ayrıcalıklı üye” (distinguished membership) statüsüyle bünyesine üye olarak almıştır. 2002 yılında Avustralya’da düzenlenmiş olan Dünya Şairler Kongresi düzenleme kurulu başkan yardımcılığını yapmıştır. Kongrenin belgesel kitabının hazırlanmasını koordine etmiş ve bastırmıştır. Avustralya’daki Türkleri tanıtan bir de yazısı vardır içinde.
Avustralya’da şiirleri kitap olarak yayınlandı. “Many Voices” adlı bir şiir antolojisinde Türk şiiri ile ilgili yazısı ile Türk şiir sanatını Avustralya ve Dünyaya tanıttı. Onüç adet uluslararası şiir seçkilerinde (antolojilerinde) şiirleriyle yeraldı. Uluslararası Şiirler Kütüphanesi’nin “Editör Tercihli Ödülü”ne (Editör’s Choice Award) lâyık görüldü. Aynı kurum tarafından seçilmiş 33 şiir arasında onun şiiri yeraldı. Bu çabalar hiç de denizde damla değil, uzak ülkeleri kapsayan okyanusta dalgalardır.
Bu kitapta yeralan üç makale, Avustralya’da Sosyal Güvenlik Sistemi, Sosyal Hizmet Eğitiminde Yeni Yaklaşımlar – Avustralya Örneği ile Avustralya Türk Etnik Toplumu Üzerine Bir Araştırma – Batı Metropoliten Sağlık Bölgesi adlarını taşımaktadır. Birinci rapor 2009 yılında Ankara’da , ikincisi (2001) ve üçüncüsü, yani araştırma raporu (Temmuz 1984 – Mayıs 1985 arasında) Avustralya’da yazılmışlardır.
Bu makaleler bugün için üzerinde yazılan tarih ve içindeki bilgiler olarak geçmişte kalmış olabilir. Ancak bu makaleler bugün belge niteliğindedir. Bu makaleler bir uzak ülkede, hemen hemen unutulmuş bir Türk azınlığın halen yaşadığı bir ülkede, bir tarihsel kesiti tanıtır; bir tarihsel dönemin tanıklıklarını yapar. Arayınız; Avustralya ve oradaki Türk toplumu üzerine belki basılmamış birkaç göç araştırması ve turizm konulu birkaç kitap, Türkleri değil Aborjinleri anlatan bir kitap dışında Türkçe kitap bulamazsınız.
Ferit Berk hiçbir yazı yazma zorunluluğu yokken makaleler yazarak her iki ülke, heriki dünya arasında bağlar arayan bir düşüncenin adamıdır. Açık konuşalım, görevi yazı yazmak olan birçok insanın görevlerini yapamadığı bir dünyada kimsenin beklemediği yazıları yazmak, araştırmaları yapmak herkesin yapacağı bir iş değildir. Sadece bu nedenle, güzel örneklerin yaşaması adına bu yazılar yayınlanmalıydı. Geç de olsa yayınlanmalıydı. Kimin kimsenin içtenlikle üretenin elinden tutmadığı bir toplumda Ferit Berk’e ve üretimlerine el uzatmak, her bir üretken meslektaşımıza zaten insan olarak, meslek elemanı olarak uzatmamız gereken eli Ferit Berk’e de uzatmak öyle doğal bir görevdir ki bu doğallığı tartışmak bile akla ziyandır.
Gün eldi Ferit Berk kendi girişimiyle, kendi kararıyla Avusturya’dan ülkesine döndü. Emekliliğini aldı ve döndü. Orada kalabilirdi. Avustralya’daki yaşamıyla ilgili fotoğraflarından biliyorum, çok görkemli, geniş, bahçesinde büyük bir havuzuyla kendi malı bir evi vardı. Oradaki Türk azınlığı ve Avustralyalılar çevresinde yıllar içinde oluşturduğu bir mevkii, bir statüsü ve arkadaşları vardı. İsteseydi Avustralya’da çok daha uzun yıllar huzur içinde yaşayabilir, daha refahlı bir yaşamı sürdürebilirdi. Oralarda kalabilirdi. Sordum, hiçbir somut, zorunluluğa dayalı bir geridönüş gerekçesi yok. Sadece ülkesine dönme arzusuyla döndüğü kesin. Hatta yurtdışına giden birçok yurttaşımızdan, emekli olduktan sonra ülkesine geri “dönememe” gerekçesi olarak duyduğum, sağlık sorunları, sağlık güvencesinin yurtdışında daha iyi olduğu gibi gerekçeler de onu etkilememiş. Avustralya’da önemli bir ameliyat geçirmesine karşın ülkesine dönmeyi yeğlemiştir.
O, bugün resmi nüfus tarihine göre 76 yaşındadır. Yaşamını uzun, yoğun ve yorgun Avustralya serüveninin sonunda isteğiyle döndüğü ülkesinde, Edremit’te aldığı bahçeli güzel bir iki katlı evde huzur içinde sürdürmektedir. Bahçesiyle uğraşmakta, denizde herkesin yüzemeyeceği bir stil, güzellik ve hızda yüzmekte; zamanında Türkiye’den Avustralya gibi uzak bir ülkeye korkmadan açıldığı gibi denizde de herkesin cesaret edemeyeceği uzaklıklara açılarak yüzmenin tadını çıkartmaktadır ve hala yeni yazacağı kitaplarını düşünmekte, planlamakta ve yazmaktadır.
Eski anıların, “bir zamanlar” yazılmış yazıların, şiirlerin Türkiye kültür dünyasına iletilmesi bir yayınevi için bir görevdir. Türkiye’den Avustralya’ya ilk giden bir sosyal çalışma öğretim elemanının izleri ve üretimlerinin meslek dünyasına kazandırılması da meslektaşlarının görevidir. Bugün yazılan “taze” kitapları yayınladığı gibi bir tarihsel dönemin belgelerini de yayınlayan SABEV bu kitabı yayınlamakla mutludur. Avustralya üzerine Türkçe bir kitabı Türkiye kültür dünyasına sunmakla da gururludur.
Bugün – artı – eksi – 76 yaşlarındaki delikanlı Ferit Berk hala aynı hızla düşünmekte, anlatmakta ve yazmaktadır . Üretemediği için düşünemeyen, yazamadığı için sadece ve herkesten daha çok konuşanların dünyasında Ferit Berk bugün hala kâğıtlardadır, kitaplardadır, internet grup sayfalarındadır, sosyal ağlardadır tüm dinçliğiyle… Tüm sevenleriyle birlikte kendisini kutluyor, daha nice sağlıklı ve üretken yıllar diliyoruz.
(2013, Nisan, Ankara)