EMEKLİLİĞE HAZIRLIK SÜRECİNDEKİ PERSONELE YÖNELİK DURUM DEĞERLENDİRME FORMU İLE İLGİLİ DEĞERLENDİRME
(Ekinde Emeklilik Makalesiyle)
Prof. Dr. İlhan Tomanbay
Hacettepe Üniversitesi
Sosyal Hizmetler Yüksekokulu
GİRİŞ
İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğünün 04.07.2000 gün ve 724-2374 sayılı yazısıyla bilgi sahibi olduğumuz, Emniyet Genel Müdürlüğünün, bünyesindeki, emekliliği yaklaşan ve emekli olan personeline yönelik olarak geliştirdiği anlayış, politikalar, projeler ve proğramlar her türlü övgünün üzerindedir.
Emniyet Genel Müdürlüğü, her türlü güçlüklere karşın yıllarca görevini sürdürüp emekliliği gelen personeline sahip çıkmakta, onların insanca duygularını, yaşamsal dönüşüm içinde bulundukları dönemde karşılaşabilecekleri güçlükleri, yaşayabilecekleri sıkıntıları gözönüne alarak, bu personelinin bundan sonraki yaşamlarında enaz sıkıntıyla yaşamaları ve yaşatılmalarını, hatta, Teşkilatının onuru ve başarısı için gerekli görmektedir. Sadece bu anlayış bile her türlü övgüyü hakeder düzeydedir.
Bu çağdaş ve işverimini arttırıcı yaklaşımlarından ötürü Emniyet Genel Müdürlüğümüzü kutluyor ve çalışmalarında başarılar diliyoruz.
FORMUN DEĞERLENDİRİLMESİ
Buradan hareketle;
Ekteki “Emekliliğe Hazırlık Sürecindeki Personele Yönelik Durum Değerlendirme Formu” incelenmiş olup aşağıdaki görüşlere varılmıştır:
- Formdan, formun hangi amaca hizmet ettiği anlaşılamamaktadır. Form birbirinden çok farklı amaçlara hizmet eden sorularla oluşturulmuştur. Gerçek amaç anlaşılmayınca belirli soruların neden sorulduğu ya da sorulmasının gerekli olup olmadığı sorularına yanıt bulmak olanaksızdır. Bu nedenle konu üzerinde somut bir öneri geliştirmek olanaksızdır.
- Bir soru;
- kişiyle ilgili kimlik bilgileri toplanması,
- sosyal profilinin çıkarılması,
- durumunun saptanması,
- geleceğinin planlanması,
- kişiye bir yarar sağlanması,
- kaynak kullanma,
- olanak(sızlık)ları belirleme,
- kamu çıkarı,
- ulusal çıkar, ya da,
- araştırma
amaçlarıyla sorulabilir.
- Bir soru kağıdı hazırlanmak isteniyorsa önce hangi amaca hizmet edileceği belirlenmelidir.
- Bu durumda, konu ile ilgili yazışma ve yazılara bakarak durum anlaşılmaya çalışılmıştır. Örneğin;
- İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğünden Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmetler yüksekokuluna 22.05.200 günü 541 sayı ile gönderilen yazıda, “Teşkilatımız bünyesinde emeklilik kapsamına alınacak personele karşı halen çalışmakta oldukları birimlerde kurum içi iletişim açısından nasıl bir tutum belirlenmesi gerektiği konusunda bir bilgilendirme çalışması yapılacaktır.” ifadesi yeralmaktadır.
- Sadece bilgi almak için ekteki formda gösterilen sorular yeterlidir. Çünkü, emekli olacak kişi üzerine ön bilgi alınmaktadır ve bu ön bilgi o kişilerin kişisel özelliklerinden mesleksel formasyonlarına değin uzanmaktadır. Sorular yeterlidir.
- Ancak kimi sorularda, sanki Teşkilat daha sonra kendilerine iş verecekmiş gibi bir izlenim yaratılmaktadır ki böyle bir amaç varsa bu tür sorular anlamlıdır. Eğer Emniyet Teşkilatı daha sonra emekli personelinden yararlanma gibi bir amacı yoksa bu tür sorular fazlalıktır. Sadece kişiyi tanımaya yönelik sorular yeterli olabilir.
- Kişinin daha sonra çalışmak isteyip istemediği, ne tür işler düşündükleri gibi sorular iş vermek amacı yoksa anket sorusu olarak anlamlı olabilir; ancak, o zaman da birkaç yıl sonra aynı araştırma yinelenerek, emekli olmadan önceki istek ve beklentilerini ne derece gerçekleştirdikleri araştırılabilir. Bu yapılırsa da bu sorular araştırma bazında anlamlı olabilir. Böyle bir araştırma düşünülmüyorsa bu tür geleceğe yönelik sorular sormak da anlamlı görülmemektedir. (Örneğin, ilerde serbest çalışmak istiyorum diyen bir emekli adayı bu planını gerçekleştiremezse sizce ne anlam taşımalıdır, gerçekleştirirse ne anlam taşımalıdır? Anlam taşımayan sorular yersiz heyecan, kaygı ve güvensizlik uyandırabilir ya da gereksiz beklentilere yolaçabilir.
- Ancak, yazıdaki ” emeklilik kapsamına alınacak personele karşı halen çalışmakta oldukları birimlerde kurum içi iletişim açısından nasıl bir tutum belirlenmesi ifadesi işi güçleştirmektedir. “…halen çalışmakta oldukları birimlerde kurum içi iletişim açısından…” sorulan soruların birçoğu anlamlı görünmemektedir. 12. 14. 15. 19. ve bunlar gibi birçok soru kurum içi iletişim açısından nasıl bir tutum belirlenmesine nasıl yardımcı olabilecektir; bilinememektedir.
BİRKAÇ KATKI
- Bir başka yaklaşımla, emekliliğine bir yıl kalmış personelin emeklilikten sonraki yaşamlarında yeni bir iş sahibi olmak isteyip istemediği sorulduğuna göre, çalışmak istemeyen ya da çalışma projeleri gerçekleşmeyen emekliler için daha da önem kazanan boş zaman değerlendirme eğilimleri konusunda da birkaç soru sormak anlamlı olabilir.
- Kaldı ki, yukarıda adı geçen yazıda, emekli olmuş personelin diğer kuruluşların emeklileri ile tanışma, geziler gibi uygulanmasının istendiği proğramlar çok güzel boş zaman değerlendirme proğramlarıdır.
- Bunların ve benzerlerinin yapılması öngörüldüğüne göre şu tür soruların da sorulması emeklilerin yaşamlarının daha istendik bir biçimde proğramlanmasına katkı yapabilir:
- Boş zamanlarınız nasıl değerlendirirsiniz?
- Boş zamanlarınız nasıl değerlendirmek istersiniz?
- Emekli olmadan önce özel yaşamınızda gerçekleştirmek isteyip de çalıştığınız için gerçekleştiremediğiniz hülyalarınız, arzularınız nelerdir?
- Hobileriniz var mı?
- (Varsa) Ne tür hobileriniz var?
- Gönüllü olarak çalıştığınız bir kuruluş ya da örgüt var mı?
- Emeklilikten sonra bir gönüllü kuruluşta çalışmak ister miydiniz?
- (İsterseniz) Nasıl bir gönüllü çalışmaya katılmak isterdiniz?
- Güzel sanatların herhangi bir dalına ilginiz var mı? Hangileri?
- Vb. gibi sorular düzenlenebilir ve bu sorular kapalı uçlu olarak, altlarına seçenekler koyulabilir.
- Evde hobi odanız, atölyeniz var mı?
- Ve benzeri sorular sorulabilir.
SONUÇ
- Görülüyor ki bu tür emeklilik dönemini daha işlevsel kılacak sorular ayrı bir kategoriyi oluşturmaktadır.
- Emeklilikte bir iş vermek amacını çağrıştıran ve umudunu yaratan sorular, isteniyorsa, ayrı bir kategorik soru grubu olarak yeniden düzenlenebilir.
- Kişinin sosyal profilini çıkaran, yani, cinsiyet, yaş, medeni durum, aile, eğitim durumu ve mesleki konum gibi sorular ayrı bir soru grubunu oluşturmalıdır ve ilk sorulan sorular olmalıdır.
- Emeklilikte ne yapmayı istedikleri gibi genel bir iki sorudan sonra sosyal eğilimleri, boş zaman değerlendirme düşünceleri gibi sorular
- Eminiz ki, emekli olacak personel için Emniyet Genel Müdürlüğünün demin adını andığımız yazısında belirttiği ideal düşüncelerinin gerçekleşmesi için daha uygun ve işevuruk olacaktır.
Saygılarımla.
EMEKLİLİK
İçindekiler
– Tanım
– Giriş
– Durum
– Emeklilik Programları
– Emeklilik Programlarını Geliştirme Aşamaları
– Sonuç
Yukarıda İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğünün
04.07.2000 gün ve 724-2374 sayılı yazısıyla
bilgi sahibi olduğumuz, Emniyet Genel Müdürlüğünün,
bünyesindeki, emekliliği yaklaşan ve emekli olan
personeline yönelik olarak yaptığı çalışmalarla ilgili
benden istenen kısa rapora
aşağıdaki emeklilikle ilgili yazıyı yazarak yolladım.
TANIM
Emeklilik, genel anlamda, belirli bir yaşa değin çalışan bir insanın, yaşlandım, artık çalışmaktan vazgeçiyorum, demesi ile başlayan ve yaşamını para karşılığı çalışmadan geçirdiği bir dönemdir.
Emeklilik, yasal açıdan ise, memur, işçi ya da sözleşmeli statüsünde çalışan bir insanın, yürürlükteki yasaların öngördüğü yaşa geldiği zaman çalıştığı işyerinden yasal olarak ayrılması, ayrılmak zorunda kalması ve ayrıldığı gün itibariyle başlayan dönemdir.
Her iki durumda da emeklilik, emeklilik aylığı alarak, yaşlanmadan ötürü artık çalışılmadan geçirilen yaşam dilimini anlatır.
Emekli, emeklilik durumunda olan ya da yasalarca bu hakkı kazanmış ya da bu statüyü almış olan insandır.
GİRİŞ
İnsanın yaşamında işlevsel olarak belirli dönemler vardır.
– Doğumdan çalışma yaşamına giriş tarihi arasında kalan evre kendine özgü bir yaşamsal işlev taşır.
– Çalışma yaşamı, emekliliğe belirli bir süre kalana değin, etkin çalışma süresi olarak, farklı bir işlevsel dönemdir.
– Emeklilik öncesi son birkaç yıl işlevsel bir dönüşüme hazırlık ve dönüşüm dönemidir. (Bu süre bu yazıda beş yıl olarak belirlenmiştir.)
– İnsan yaşamında farklı bir işlev taşınan son dönem ise emekliliktir.
Emeklilik uzun süre çalışılarak geçirilen bir yaşam diliminden sonra isteyerek ya da zorunlu olarak girilen, ekonomik anlamda üretken olmadan geçirilme durumunda kalınan yaşam dilimi olarak insanda ekonomik olduğu kadar, fizyolojik, ruhsal ve sosyal bakımdan da yeniliklere gebe bir dönemdir.
Bu tür “yenilikler” olumlu olduğu kadar olumsuz, olumsuz olduğu kadar olumlu olabilir.
Bu değişimin olumlu olması için kişi, kendi aklı, duygusu ve girişimi ile yaşamını yeniden düzenleyebileceği gibi, başka bir kişinin ya da kurumun desteğini de gerekseyebilir. Ya de bu gereksemeyi de duymasa, emekli olan bir insan, yıllarca çalıştığı kurum ya da bir sosyal hizmet kuruluşunun çalışmalarıyla emeklilik dönemini “olumlu bir dönem” olarak değerlendirebilir.
Sanayileşme, kentleşme ve buna bağlı olarak bireyselleşme, insanları yaşamlarının herhangibir döneminde ya da herhangibir durumda başka birinin ya da kuruluşun desteğini gerekli kılabilir.
Bu başka kurum, sosyal hizmet kuruluşu, bu başka kişi sosyal hizmet uzmanıdır (kadro ünvanı, sosyal çalışmacı).
Sosyal hizmet uzmanı (sosyal çalışmacı), insanların özel durum ya da dönemlerinde kendilerine, toplumla daha iyi uyumlanmaları ve yaşamlarını daha huzurlu geçirmeleri için olumlu yönde müdahaleler yapan ve ona bu yönde destek olan, yardım eden kişidir.
DURUM
Emeklilikle birlikte kişinin yıllardır alışageldiği yaşam çizgisi ve sürekliliği değişmekte, sona ermektedir. Bu alışılmış süreklilik salt işyeriyle ilgili değil, ailesi ile de ilgilidir. Kişinin ailesi ile de alışılagelen iletişimi, hatta birarada olma süresi temelden değişmektedir.
Alışılmış yaşam sürecindeki değişikliğe koşut olarak bir başka durum, çalışanın, emeklilikten sonra olabildiğince boş zamana sahip olması ve bu yeni süreçte ortaya çıkan yeni ve alışılmadık zamanı nasıl değerlendireceğini, gündelik deyişle, bu boş zamanlarda ne yapacağını bilememesidir.
Yapılan araştırmalara göre, emekli olacak kişi çalışma yaşamının son beş yılında emekliliğini, daha doğrusu kendini düşünmeye başlıyor.
Emekli olan kişide gelecek kaygusu başgösteriyor; kişi, azalacak olan geliri üzerine hesaplar yapmaya başlıyor; zamanını nasıl geçirebileceğine kafa yoruyor; ailesiyle nasıl geçineceğini düşünmeye başlıyor. Birgün işsiz kalırsam kaygısı emekliliğe hazırlık döneminde kronikleşiyor.
Bunları düşünürken, işyerindeki verimi azalıyor; işyerinden ruhen kopuyor. Bu arada, çalışma arkadaşları ona daha anlayışlı davranmaya ve onu daha çok “idare etmeye” başlıyor.
Emekli olunca azalan aylık geliriyle kendisini ve ailesini nasıl geçindireceği konusu kişiyi meşgul edebilir. Bunun yanısıra, emekli olunca alacağı/aldığı toplu parayı en iyi biçimde nasıl değerlendireceğini düşünmeye başlayabilir. Bu durum onu uzun süre kaygılandırabilir.
Çalışan insan emeklilikle birlikte toplumsal rol ve statüsünü yitirmekte, bu değişiklik onda ruhsal sıkıntılar yaratabilmektedir. Bu durum, iş yaşamında da zaten evine ve içine dönük bireylerde daha sıkıntılı olabilmektedir.
Henüz emekli olmadan değil ama, emekli olduktan sonra insan, eski sosyal çevresini yitirme tehlikesine düşmektedir. Yıllardır birarada çalıştığı, benimsediği, kendisini gerçekleştirdiği sosyal çevresinin dışına düşmesi emeklide bu alanda da ruhsal boşluklar yaratabilir. Bunun gibi ekonomik kaygılar onun ruhsal dengesini bozmaya başlayabilir.
Emekli olma sürecine giren için çalıştığı yere ve işe aşırı bağımlılık da görülebilmektedir. Emekli olunca bürodaki işlerin eskisi gibi yürümeyeceği kaygısı benliğini sarabilir. Bu düşüncesini söylediği iş arkadaşları arasında hafife alınma, alay konusu olmaya başlayabilir. Bu durum onu, işlerin bozulacağı düşüncesinde inatlaşmaya sevkedebilir.
Bu psikolojiye girmiş insanlarda, emeklilik döneminden sonra da sık sık işyerlerine gelip çalışmalara müdahale etme durumları görülmektedir. Hatta öyle ki, emekli olduktan sonra, eski işyerinde içtiği çayın tadının bile bozulduğu duygusuna kapılan emekliler çıkabilmektedir.
Bu ve daha önce sıraladığımız durumlar, emeklide gerilimlerin kaynağı olabilir. Bu gerilim onun yeni yaşamını istediğince kurmasını güçleştirebilir.
Burgess’e göre, emeklilikte kişi rolsüz bir rol oynamaya başlar. Bu onun, uzun bir süreç içinde kalıplaşmış bir rolün dışına çıkması ve henüz yeni bir rol üstlenememesi demektir. Bu aşamada emeklilik rolü kalıpsız olduğu ve belli bir yapısı olmadığı için bu dönemdeki gerilimleri azaltmak her zaman kolay olmayabilir.
Sosyal tipler, emekli olunca tekdüze bir yaşamdan kurtulup zengin bir çeşitlilik içine girebileceklerini de düşünebilirler. Ancak, bunun gerçekleşmesi için de özel bir çaba harcanması gerekecek, yeni çevre edinmenin güçlüğünü yaşanabilecektir.
Emeklilik yaşı 60 ve üzerinde olan ülkeler için emeklilik ile yaşlılık birbiriyle örtüşen kavramlar olmasına karşın Türkiye gibi emeklilik yaşı düşük ülkelerde emeklilik her zaman yaşlılık değildir. Bu saptama, yaşlılar için hazırlanacak emeklilik proğramlarıyla yaşlı olmayanlar için hazırlanacak emeklilik proğramları arasındaki farkları gündeme getirir.
Özetle, emeklilikle, aylık gelir düzeyindeki değişme, statü yitimi ve boş zaman değerlendirme sorunları bu dönemin belirleyicileri olmaktadır.
EMEKLİLİĞE HAZIRLIK
Çağdaş toplumlarda, üç nedenle;
- işyerinde çalışanların verimini arttırmak için,
- emekli olanların gelecek yaşamlarını daha iyi kurmalarını ve mutlu olmalarını toplumsal sorumluluk olarak görüldüğü için, ve,
- giderek, toplumun sosyal sağlığının, çalışan ve çalışmayanlarıyla daha iyi olması sosyal devletin çağdaş erekleri arasında olduğu için,
emekliliğe hazırlık ve emeklilik proğramları anlam ve önem taşır.
Ve çağdaş toplumlarda en sağlıklı yol, bireylerin emekliliğe ömür boyu hazırlanmalarını sağlamaktır.
Bu hazırlamanın temel anahtarı artık, emeklilik psikolojisine girmiş kişilere anlayış göstermek, onlara durumlarını anlayışla karşılandığı mesajını sürekli vermektir.
EMEKLİLİK PROĞRAMLARI
Sanayi toplumunda ya da kültürel anlamda da kentsel ortamda yaşayan insanların bireyselleşmiş olmaları emekliliğe hazırlananlar ya da emekliler için proğramlar geliştirilmesini gerekli kılmaktadır. Çünkü, kalabalık bir ortamda yaşayan bir insanın emekli olması onun yaşam akışında ciddi değişiklikleri ortaya çıkartmakta, kişi, yeni bir yaşam modelini geliştirmek ve ona uyum sağlamak zorunda kalmaktadır.
Emekliliğine beş yıldan az kalmış kişileri, kendilerini emekliliğe hazırladıkları ve çalışma yaşamından ruhen koptukları düşünülerek uzun evreli değil, kısa evreli işlerde çalıştırmak doğru olacaktır. Örnek: İşyerinde toplam kalite yönetimini geliştirmesi gibi uzun evreli bir görevin verim getirmeyeceği açıktır. Bunu yerine, kısa süreli bir işin, geçici bir projenin verilmesi emekliliğe hazırlanan kişiyi işyerinde daha etkin ve etkili olacaktır.
Bu dönemde, yani çalışma yaşamının son beş yılında, sosyal boyutta titizlenilmesi gereken en önemli ilke, emekli olacak kişinin biryandan çalışma motivasyonunu ayakta tutmaya çalışırken, öteyandan da onu emekliliğe hazırlamak olmalıdır.
Bu proğramlar iki genel türde toparlanabilir(*):
– Danışma proğramları,
– Sosyal proğramlar.
Danışma proğramlarına örnek, emekliliğin ekonomik boyutundan verilebilir. Emeklinin gerek azalan aylığını, gerek aldığı emeklilik ikramiyesini nasıl değerlendirilebileceği konusunda danışma proğramlarıyla bilgilendirilmesi onun emekliliğe daha yumuşak bir giriş yapmasını sağlayacaktır. Bu bilgilendirme konusunda ya işyerine danışman getirtilmeli, ya da emekli adayı bu bilgileri verebilecek merkezlere yönlendirilmeli.
Psikolojik boyutu için de psikolojik danışma merkezleri üzerinde bilgilenmelerini sağlamak olduğu denli, işyerinde onlara psikolojik destek sağlayacak proğramlar uygulanmalıdır. Psikolojik danışma merkezlerinin, gerektiği zaman, kişiye, destek ve sağaltım kurumlarını tavsiye ve sevk görevi de bulunmaktadır.
Sosyal proğramlara örnek de emekliye sosyal çevre kazandıracak, tanışma, gezi, dans, söyleşi proğramları gibi proğramlardır. Bu proğramlar emekliliğin sosyal boyutu ile ilgilidirler. Bu boyutta emekli adayına sadece yeni çevreler kazandıracak proğramların düzenlenmesi değil, aynı zamanda emekli ya da emekli adayının bu tür proğramlara katılmaya özendirilmesi de proğramın parçasıdır. Bu tür proğramları sosyal personeliyle işyeri de yapabileceği gibi bu alanda çalışan sosyal hizmet kuruluşlarından da yardım istenebilir. Be çerçevede emekli adayı ya da emekli, yeni sosyal çevreler geliştirmesi için yeni gruplara katılmaya özendirilmelidir. Ya da onun için birileri yeni sosyal çevreler yaratmak için çalışmalar yapmalıdır.
Batı ülkelerinde emekliler için hazırlanacak proğramlar ile yaşlılar için hazırlanacak proğramlar bütünleşebilirken, Türkiye’de emekliler için hazırlanacak proğramlar salt yaşlılar için değil yetişkinler için de düzenlenmesi gereği ortaya çıkar. Yani emekli proğramlar yapacak sosyal meslek sahipleri yaşlılar ve yetişkinleri ayrı ayrı düşünerek proğram yapmalıdırlar. İki farklı nitelikte proğram Türkiye’deki sosyal hizmet uzmanlarına Batıdaki meslektaşlarına göre bir kat fazla görev ve sorumluluk yükler. Bu, dikkat edilmesi gereken önemli bir noktadır. Genç emeklilere yaşlılara yönelik bir proğramın doyum vermeyeceği açıktır. Ya da, tersi deyişle, genç emekliler için düzenlenmiş, örneğin bir spor proğramının yaşlı emekliler için işlevsel olamaması doğaldır.
EMEKLİLİK PROĞRAMLARINI GELİŞTİRME AŞAMALARI
Bir işyerinde çalışanların emekliliğe hazırlanması için o işyerinde sosyal hizmetlerle ilgili kişiler çalışmaya emeklilikten önce başlamalıdır. Bu süreçte yapılması gereken aşamalar şunlardır:
- 35-45 yaşlarındaki çalışanları kayıt etmeye başlamak.
- Bu kişilerin durum ve sorunlarını ve bunların kapsamlarını saptamak.
- Paylaşım için küçük gruplar oluşturmak.
- Onları ruhsal ve sosyal açıdan emekliliğe hazırlayacak proğramlar geliştirmek.
- Gerekiyorsa emeklilikten sonra bir süre yaşamlarını anlamlandıracak proğramlar yaparak izlemek.
SONUÇ
Çağdaş toplumlarda emeklilik proğramları toplumun genel sosyal sağlığı açısından büyük önem taşır. Bu önem önce aile sağlığı bağlamında kendisini gösterir. Emeklinin ailesiyle ilişkileri ve dolayısıyla aile sağlığı toplum sağlığının bir parçasıdır.
Emeklilikle ilgili proğramlar hazırlamak da ayrı bir yazı ve çalışma konusudur. Bu proğramın yapısı, dizaynı ve geliştirilmesi özel bir proğram ve çalışma gerektirmektedir. Proğrama kimlerin katılacağı, hangi yaş gruplarına sesleneceği gibi konular bu çerçevededir.
Emeklilik proğramları, sosyal servisleri ya da sosyal hizmet büroları ve eğitilmiş personeli bulunan kurumlarca kendileri tarafından, bu yoksa, yakın çevredeki bir sosyal hizmet kuruluşu ya da başvurarak ulusal düzeyde çalışan bir sosyal hizmet kuruluşu tarafından düzenlenebilir. Bunlar gerçekleştirilemiyorsa, işyeri yönetimi emekli adaylarını, süreleri yaklaştığı zaman, konu üzerinde bilgilendirerek, emekli proğramları hazırlayan kurum ve kuruluşlarla ilişkiye geçmeye özendirecek işyeri danışma toplantıları düzenleyebilir.
Başlatılan proğramların yönetimi, yürütümü ve bunun için kadroların oluşturulması da ayrı bir düzenleme ister. Proğramların süresi, mevsimi, mekanı bu kapsamdadır.
Gerçekleştirilecek her proğramdan sonra, öncelikle katılımcılarla, sonra düzenleyiciler, kendi aralarında proğramın değerlendirmesini yapmalıdırlar. Bu, proğramın etkinliği ve eksik tarafları konusunda yolgösterici olur.
Bir işyerinde emekliliğe hazırlık ya da emeklilik proğramlarını geliştirmek ve önerebilmek için konuyla ilgili personel tarafından o işyerinde gözlem ve görüşmeler yapılarak o işyerine, personelin beklenti, konum, düzey ve yapısına göre proğramlar geliştirilmelidir.
(14.06.2000, Ankara)
(*)Gerektiği zaman, fizyolojik, ruhsal ve sosyal sağaltım hizmeti için danışma birimleri önerme, tavsiye ve sevk düşünüldüğünden sağaltım ayrıca bir proğram olarak ele alınmamıştır.